Mükerrem Kâmil Su

Mükerrem Kâmil Su

1906 yılında Bursa'da doğdu. Anne, baba ve kız kardeşinin yanı sıra büyükbaba, hala gibi aile büyüklerinin de olduğu bahçeli bir evde büyüdü. Çocukluk yıllarını daha sonra Karakız adlı otobiyografisinde kaleme aldı. Eserinde kendi ağzından dile getirdiğine göre dört-beş yaşlarındayken amcası tarafından yapılan bir sınavda başarılı oldu ve birinci sınıfı atlayarak doğrudan ikinci sınıftan okul hayatına başladı. Bir hafta içinde yazmayı öğrendi. Mutlu bir çocuktu. Ancak mutlu günleri uzun sürmedi: Amcası hastalandı ve çok geçmeden vefat etti. Ardından babası savaşa gitti, ağır yaralı olarak dönse de iyileşemedi. Mükerrem Kâmil Su'yu, annesi ve kız kardeşi ile birlikte acı dolu günler bekliyordu.

Annesinin evlenme kararı alması üzerine kardeşi ile birlikte Bursa'ya, Hacı Baba'nın yanına döndü. Burada geçen günler, onun için birer acı hatıraydı: Her türlü ev işini yapmaya mecburdu. Bunun üzerine hakaret ve işkencelere de maruz kalıyordu. Kardeşi ile birlikte okullarına gidemedikleri, kitap ve defter eksikliği çektikleri oluyordu.

Halası tarafından yaşı büyütülerek Darulmuallimat Çapa Kız Öğretmen Okuluna kaydolan Mükerrem, yokluk içinde geçen günlerde sıklıkla öğretmen olacağı günü düşlemekteydi.

Çapa Kız öğretmen Okulu, onun için bir dönüm noktası oldu. Başta Süleyman Şevket Bey olmak üzere birçok öğretmeninden etkilendi. Her fırsatta köşeye çekilip küçük hikâyeler yazdı. Lakin diplomasını aldığı gün çok sevdiği öğretmeni ona on beş yıl boyunca hikâye yazmamasını, çevresini iyi tanımasını, insanları anlamaya çalışmasını ve iyi bir gözlemci olmasını öğütlediğinde hayal kırıklığına uğradı. Süleyman Şevket Bey, onu, “geleceğin Halide Edip’i” olarak görüyor; aslında yaşamında ona ışık tutacak sözler sarf ediyordu.

Mükerrem Kâmil Su, otuz yıl boyunca ülkenin çeşitli yerlerinde şube muallimliği, başmuallimlik, müdür muavinliği, Türkçe öğretmenliği gibi görevlerde bulundu. Bu süreçte çeşitli gazete ve dergilerde hikâye, roman tefrikası ve yazılar yayımladı.

1925 yılında bir evllik yapan yazar, iki çocuğa sahipti. 1969 yılında kızı Serap'ı; 1975 yılında da oğlu Sedat'ı genç yaşlarında kaybettiğinde canına kıymayı düşündü.

1995 yılında, arkasında birçok eser bırakarak Ankara'da vefat etti.

Kaynak: Nurdan Fakı, Mükerrem Kâmil Su ve Çocuk Edebiyatı, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Konya 2010.

 

Eserleri:

 

Sevgim ve Izdırabım (1934)

Bu Kalb Duracak (1935)

Dinmez Ağrı (1937)

Sus Uyanmasın (1939)

Istıranca Eteklerinde (1939)

Çırpınan Sular (1941)

Ateşten Damla (1942)

Sızı (1943)

Bir Avuç Kül (1944)

Gizlenen Acılar (1944)

Uyuyan Hatıralar (1944)