Abbâs Vesîm Efendi
Hekim, hattat, şair ve astronomi bilgini olan Vesîm Efendi; 18. yüzyılın önemli isimlerindendi. Derviş Abbâs Tabip adıyla da bilinmekle birlikte halk arasında “Kambur” lakabıyla tanındı. Doğum yeri İstanbul olan şairin doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir.
Abbâs Vesîm, genç yaştan itibaren düzenli bir çalışma içine girdi ve dinî ve pozitif bilimlerle uğraştı. Dönemin önemli âlimlerinden tıp, Farsça, astronomi, Fransızca, Latince öğrendi. İlme olan arzusu bitmek bilmeyen Abbâs Vesîm nerede bir ilim ehli görse ona ulaşmaya, ondan istifade etmeye çalıştı. Bu yüzdendir ki Mekke, Medine, Mısır seyahatlerinde bulundu, oralarda birçok ilim adamıyla görüşüp onlardan yararlandı, aynı zamanda Batı hekimlerini de takip etti. Yabancı ilim adamlarının eserlerini de inceleyen Vesîm, çalışmalarını sadece teorik olarak yapmadı, pratiğe de aktardı ve çalışmalarının sonucu olarak eserler bıraktı.
Vesîm'in eserleri, onun oldukça iyi bir eğitim aldığını gösterir. Şair, Dustûru’l-Vesîm fî Tıbbı’l-Cedîdve’l-Kadîm’in ön sözünde eğitimi ile ilgili önemli bilgiler verir ve Bursalı olduğunu, Süleymaniye Medresesinde eğitim gördüğünü, Yanyalı Esat Efendi’den felsefe dersleri aldığını yazmaktadır. Eserinde hocalarını, eğitim yolunda çektiği sıkıntıları, eğitim amacıyla yaptığı seyahatleri anlatır. Doğu ve Batı tıbbını karşılaştıran bu eser tıp tarihimiz bakımından önemlidir. İki ciltten oluşan bu eserin birinci bölümünde baştan sona kadar organ hastalıkları, ikinci bölümünde kadın ve çocuk hastalıkları, üçüncü bölümünde şişler ve ülserler, dördüncü bölümünde basit ve bileşik ilaçlar anlatılmaktadır. Eserde tek tek vücuttaki organ hastalıkları konusunda bilgi verilmektedir. Ayrıca benzer hayvan hastalıklarıyla da karşılaştırma yapmaktadır. Burada mukayeseli patolojinin güzel bir örneğini verir. Abbâs Vesîm eserinde öncelikle baş hastalıklarını ele alır. Önce beyin daha sonra göz, kulak, burun ve boğaz hastalıkları konusunda bilgi vermektedir. Abbâs Vesîm, kitabında şişler, urlar vb. gibi daha çok cerrahi müdahaleyi gerektiren şikâyetleri ele almış ve onlara ne gibi bir müdahale yapılması gerektiğini anlatmıştır. Burada dikkatimizi çeken konulardan biri de çocuk hastalıklarıyla ilgili olarak bilgi verilmesidir. Bu kısımda çocukların nasıl beslendiği ve bu konuda neler yapılması gerektiği, tedavileri ile tedavide kullanılan ilaçları, onların doz ve terkipleri konusunda bilgi verilmektedir. Eserde ilaçlarla ilgili olarak verilen açıklamalar, Abbâs Vesîm’in “iatrokimyacereyanı”nın etkisinde olduğunu göstermektedir. İatrokimya bir cerrahın bütün bitkileri tanımasını ve buna göre bir tedavi yöntemi belirlemesini savunan bir düşüncedir. Bu düşünceyi destekler nitelikte önerdiği ilaçlar arasında bazı alkol, alkaloidler ve metalik ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların terkip ve nasıl hazırlanacağı konusunda bilgi vermektedir.
Eserlerini yazmasına öncü olan tıp bilgisi ve ilim tahsilini Bursalı Tabib Sultan Ali ile babası Bursalı ünlü Ömer Şifaî’den aldı. İstanbul’da Sultan Selim Çarşısı’nda bir dükkân açtı ve orada kırk sene müddetle hekimlik mesleğini icra etti. Osmanlı hekimliğini olgunluğa götürmekte büyük hizmeti olan Abbâs Vesîm Efendi’nin kişisel deneyimleri ile verem hakkında en son keşiflere yakın araştırma ve incelemeleri bulunur. Ayrıca tıp tarihinin, ahlakının gelişmesine ve uygulama biçimine yön verdi. Kendi adını taşıyan verem basilini bularak bağırsak hastalığının kimi sağaltım yöntemlerini de belirtti. O devirde amip ve basil etkenlerini nitelendirdi ve akciğerde yerleşen bir mikrop vasıtasıyla veremin meydana geldiğini açıklayarak dönemine göre önemli bir bilgiye imza attı.
Tıbbi çalışmalarından ayrı olarak divanı olan Vesîm Efendi, matematik, astronomi ve edebiyat konularıyla da ilgilendi. İbrani ve Rumi takvimlere ilgisi olmakla birlikte eski Türk takvimini inceledi. Bir başka konudaki eseri olan Risâle fî Rü’yeti’l-Hilâl’de de Ay’ın görünüşü ve çizgileri hakkında bilgi verilir. Onun Uluğ Bey’in Zic’ini çevirdiği de bilinmektedir. Çevirisine Nehe Buluğ fi Şerh-i Zic-i Ulug Bey adını vermiştir. Bunların yanı sıra bir derecenin sinüsünü bulmaktaki usulü de izah etti. Hayatı ilim öğrenmek, öğretmek ve uygulamakla geçen Abbâs Vesîm, 13 Haziran 1760’ta vefat etti ve Edirnekapı dışına defnedildi.
Kaynak
Shaymaa İmad, Sevim Yılmaz Önder,18. Yüzyılın Ünlü Hekimi Abbâs Vesîm Ve Tıp Kitabı, Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2018.
Esin Kahya, Abbas Vesim Efendi,Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2011.
İbrahim Halil Tuğluk, Abbâs Vesîm’in Mensur Eserleri Ve Bu Eserlerdeki Şiirlerin İncelemesi, Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2015.