Abdurrahman Bin Mehdi

Abdurrahman Bin Mehdi

İnci ticaretiyle meşgul olduğu için el-Lü’lüî nisbesiyle de anılır. 135te (752) büyük bir ihtimalle Basra’da doğdu. Tahsiline Kur’ân-ı Kerîm’i ezberlemekle başladı. Kıraat ilmini öğrendikten sonra devrin tanınmış âlimlerinin meclislerine devam etmeye başladı. Önceleri vaaz meclislerine, bilhassa kıssacı vaizlerin derslerine gitmekte iken, Ebû Âmir Abdülmelik el-Akadi’nin uyarısı üzerine, on beş yaşından itibaren hadis öğrenmeye başladı. Şu’be, Mâlik Bin Enes, Süfyân Bin Uyeyne, Süfyân es-Sevrî gibi hadis ve fıkıh âlimlerinden ilim tahsil etti. Kendisinden de Ahmed Bin Hanbel, Yahya Bin Maîn, İshak Bin Râhûye, Abdullah Bin Mübarek gibi meşhur âlimler hadis rivayet ettiler. Abdurrahman Bin Mehdî 796 yılında Bağdat’a yerleşti. Orada ilim öğretmekle ve hadis rivayetiyle meşgul oldu. Kuvvetli bir hafızaya sahip, titiz ve güvenilir bir hadis âlimi olduğu hususunda ittifak vardır. Yazmaktan çok ezberlemeye önem vermiştir. 20.000 hadisi ezbere yazdırdığı hususundaki rivayet biraz mübalağalı sayılsa bile, onun hafızasının kuvvetini göstermesi bakımından önemlidir. Hadisleri mânalanyla değil, kelimesi kelimesine lafızlarıyla rivayet etme taraftan idi. Ahmed Bin Hanbel’in ondan bahsederken, "Meçhul bir râviden bile rivayette bulunsa yine hüccettir" demesi, ayrıca İmam Şafiî ile Ali Bin Medîni’nin hadîs sahasında onun bir benzerini görmediklerini söylemeleri, kendisinin ne derece güvenilir bir kimse olduğunu gösterir. Bu üstün vasıfları sayesinde, Basra muhaddislerinin ilmini, rivayet yollarını, şeyh’lerin ve râvilerin hallerini en iyi bilen hadis hafızı olarak tanınmıştır. Bundan dolayı şöhreti her tarafa yayılmış, onun Bağdat’taki ilim meclisleri çok rağbet görmüştür. İbn Mehdî, fıkıh ilminde de imam sayılabilecek mertebeye yükselmiştir. Nitekim o dönemde Basra’da kadı unvanına ondan daha lâyık birinin bulunmaması, hadis ilminden başka fıkıhta da otorite olduğunu göstermeye yeter. O, "sünnet"! esas alan Medine fikıh ekolüne bağlıdır ve İmam Mâlikin fıkhî görüşlerinin Basra ve yöresine yayılmasında önemli rol oynamıştır. Abdurrahman Bin Mehdî, Mu’tezile ve Cehmiyye fırkalarının Allah’ın sıfatları konusundaki tartışmalarına şiddetle karşı çıkmış, müslümanlar arasında ihtilâfı körükleyen, çok kere fitne ve karışıklığa sebep olan fikir münakaşalarında Kur’an’a ve sahih hadislere uygun İslâm akaidini müdafaaetmiş, bu akideye ters düşen çarpık fikirleri yaymaya çalışanlarla mücadele etmiştir. Her gece Kur’ân-ı Kerimin yansını okuyarak iki günde bir hatim indirdiği rivayet edilir. Basra’da vefat etti.