Emin

Abbasi Devleti’nin altıncı halifesi olan Ebu Abdullah Muhammed, 787 yılının Nisan ayında Bağdat’ta doğdu. Harun Reşid’in ikinci oğlu olmasına karşılık, anne tarafından Haşimî Ailesi’ne mensup olduğu için annesi İranlı bir cariye olan abisi Abdullah’tan önce Emin lakabıyla 5 yaşındayken veliaht ilan edildi. Emin, babasının 24 Mart 809’da vefat etmesi üzerine Bağdat’ta halifelik makamına geçti. Halife olduktan kısa bir süre sonra veziri Fazl b. Rebi’nin etkisi ile kendisinden önceki halifelerin yaptığı gibi ağabeyi Memun’u veliahtlıktan uzaklaştırmak istedi. 810 yılında kardeşi Mutemen’in idari görevlerini elinden alarak onu Bağdat’ta zorunlu ikamete tabi tuttu. Arkasından oğlu Musa’yı, Memun’dan sonra ikinci veliaht tayin etti. Aynı dönemde Memun’u, ordusuyla birlikte Bağdat’a çağırdı. Ancak Memun bu emre uymadı. Bunun üzerine, 810 yılında onunla birlikte Mutemen’i de veliahtlıktan azlederek oğlunun önünü açtı. Emin’in halifeliği döneminde, Arap olmayan unsurların devlet içinde güç elde etme mücadeleleri iyice canlandı. Arap olmayan unsurlar, annesi İranlı bir cariye olan Memun’un çevresinde birleşerek iktidar mücadelesi vermeye başladı. 

Kardeşi Memun’u Veliahtlıktan Azletmeye Çalıştı 

Anne baba tarafından Arap olmak, Arapların asabiye duygularını okşayan bir özellikti. Abbasi Devleti’ndeki Arap asabiyesini üstün tutan anlayışın liderliğini Vezir Fazl b. Rebi yapıyordu. Vezir Fazl, Bermeki Ailesi’nin vezirlik yaptığı dönemde saray içi iktidara karşı gizliden gizliye mücadele etmiş ve rakiplerinin devre dışı bırakılmasından sonra vezir olmuştu. Memun’u destekleyen ise Fazl b. Sehl idi. Aslen Zerdüşt olan ve 806 yılında Müslümanlığı kabul eden Fazl b. Sehl ile kardeşi Hasan, Bermekilerin iktidarda oldukları dönemde bazı devlet memuriyetlerinde bulunmuşlardı. Fazl b. Sehl, başarılı bir devlet adamı idi. Harun Reşid hayatta iken olacakları öngörerek Memun’u, babası Harun Reşid ile beraber Horasan’a gitmeye ikna etmiş, kendisi de onlarla beraber bulunmuştu. Harun Reşid’in vefatından sonra Memun üzerindeki nüfuzu daha da artan Fazl b. Sehl, ileride patlak verecek olaylarda hemen hemen bir lider rolü oynadı. İki kardeş arasındaki mücadele, aslında kardeşler üzerinde etkileri bulunan Fazl b. Rebi ile Fazl b. Sehl’in temsil ettikleri Arap ve İranlı unsurların mücadelesi olarak gelişti. Halife Emin, kardeşi Memun’un direnişini kırmak için 24 Mart 811 tarihinde onu asi ilan etti. Ardından daha önce Horasan valiliği yapan ve sert idaresi yüzünden halkın nefretini kazanmış olan Ali b. İsa komutasındaki 40 bin kişilik orduyu da Memun’un üzerine gönderdi. Emin’in takındığı düşmanca tutum üzerine Memun da 8 Mayıs 811 tarihinde kendini halife ilan etti ve İranlı komutan Tahir b. Hüseyin’in emrindeki 4 bin kişilik ordusunu harekete geçirdi. Ali b. İsa’nın ordusu, kendisinden on kat küçük Memun’un ordusuna Rey şehri yakınlarında yenildi. Memun’un Tahir b. Hüseyin komutasındaki ordusu, aynı yılın sonlarında Emin’in gönderdiği ikinci orduyu da Hamedan’da yendi. Üzerine gönderilen üçüncü ordu savaşa girmeden geri çekilince Memun iktidar mücadelesini kazanmış oldu. 

İktidar Mücadelesi Devleti Zayıflattı 

Kardeşler arası mücadele, iktidar boşluğuna neden oldu. Bunun üzerine Emevi Devleti’nin kurucusu Muaviye’nin soyundan olduğunu savunan Ali b. Abdullah, Suriye’de isyan başlattı. Şam ve çevresini işgal eden Ali b. Abdullah, valiyi şehri terk etmeye zorladı. Emin isyanı bastırmak için Ali b. İsa’nın oğlu Hüseyin b. Ali, arkasından da Abdullah b. Salih komutasındaki birlikleri Suriye’ye sevk etti. Ama Bağdat’taki durumu kötüleşince gönderdiği birlikleri geri çekmek zorunda kaldı. Komutan ve askerleri kendisini samimiyetle desteklemiyordu. Emin, isyanı bastırmak için Suriye’ye göndermekten son anda vazgeçtiği Hüseyin b. Ali tarafından halifelikten azledilerek hapse atıldı. Ancak saraydaki adamlarının yardımıyla hapisten kurtulmayı başaran Emin, tekrar halife ilan edildikten sonra 812 yılının Nisan ayında Hüseyin b. Ali’yi öldürttü. Memun’un kuvvetleri, Bağdat’ta sıkıştırdıkları Emin’i, bir yıl kadar kuşatma altında tuttular. Bu süreçte Bağdat dışında bütün ülke Memun’un halifeliğini tanıdı. Buna rağmen Bağdat teslim olmadı, bir yıl kadar devam eden kuşatma süresince şehir halkı çok büyük sıkıntılar çekti. Emin’in komutanları ve ordusu çaresizlik içinde Memun tarafına geçmeye başladılar. Nihayet Memun’un kuvvetleri 813 yılının Eylül ayında Bağdat’a girdiler. Hiçbir kurtuluş ümidi kalmayan Emin, babasının sadık komutanı Herseme b. Ayen’e teslim olmaya karar verdi ve mektup yazıp kendisine sığınmak istediğini bildirdi. Herseme, Emin’in isteğini kabul ederek kendisini öldürmeye kalkarsa Memun’la savaşa gireceğine dair ona söz verdi. Ancak bunu haber alan Tahir’in emriyle Emin yakalandı ve 24-25 Eylül 813 gecesi öldürülerek başı Memun’a gönderildi. Bağdat’ın batısında Bâbülenbar dışında defnedilen cesedi daha sonra Kâzımeyn’de yapılan türbeye nakledildi. Yöneticilik yetenekleri zayıf olan Emin, eğlenceye ve şaraba çok düşkün olmasıyla tanındı. Zamanını avcılıkla geçirirdi. Edebiyatı seven ve edebiyatçılarla birlikte olmaktan hoşlanan Emin’in dönemi aldığı yanlış kararlar nedeniyle iktidar mücadelesiyle geçmiştir. 

Kaynak: Abbasiler ve Abbasi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ocak 2017, Ankara.