Hüseyin Avni Lifij
1886 yılında Samsun’un Ladik İlçesine bağlı Karaabdal Köyü’nde doğdu. Babası Galata Köprüsü Tahsildarlığından ve daha sonra da baş memurluktan emekli Abdullah Efendi’dir. Henüz çok küçükken ailesi İstanbul’a göç edip Rumelihisarı’na yerleşti. İlköğrenimini Fatih’te Aşıkpaşa Mahallesi Okulunda, orta öğrenimini ise Şehzadebaşı’ndaki Numune-i Terakki Mektebinde yaptı.
Henüz 15 yaşındayken Demiryolları Müdürlüğünde işe başladı, bu arada özel Fransızca dersleri aldı. Aynı zamanda anatomi bilgisi almak için Mülkiye Tıbbiyesi’ne ve boya teknikleri öğrenmek için de Eczacı Mektebinde fizik ve kimya derslerine dinleyici olarak katıldı.
Sanatçı 1906 yılında dost olduğu İskender Ferit ve Henri Prost’un önerileriyle yaptığı resimlerini Müze Müdürü Osman Hamdi Bey’e götürmeye karar verdi. 1906 yılında yaptığı “Pipolu-Kadehli Otoportre” adlı tablosunu yaşı çok genç olduğu için tarihini 1908 olarak değiştirip Osman Hamdi Bey’e sundu. Osman Hamdi tabloyu çok beğendi. Lifij’i, Veliaht Abdülmecit Efendi’ye tavsiye etti. Bunun üzerine Abdülmecit Efendi de kendisini resim tahsili yapmak üzere Paris’e gönderdi.
Yurda döndüğünde şimdiki adı İstanbul Erkek Lisesi olan İstanbul Sultanisinde resim öğretmenliğine başladı, daha sonra 1915 yılında Kandilli İnas Sultanisinde Fransızca öğretmenliğine atandı. Bu arada 1. Galatasaraylılar Yurdu Resim Sergisi’ne “Kalkınma-Belediye Faaliyetleri” adlı büyük boy bir yapıtıyla, 1917 yılında da “Savaş Resimleri ve Diğerleri” sergisine 20 tablosu ile katıldı.
Eserlerindeki temanın odak noktasını, insan figürü teşkil etmektedir. Özellikle otoportreleri, portreleri ve figürlü kompozisyonları ayrı bir önem taşımaktadırlar. Figürlü çalışmalarının içinde mitolojik, fantastik ve alegorik çalışmalar yer almaktadır.
1918 yılının Şubat ve Mart aylarında Orient Litteraire’in yönetim bölümünde ilk kişisel sergisini açtı, aynı yıl Viyana’da açılan Savaş Resimleri ve Diğerleri Sergisi’ne 18 eseriyle katıldı. 1919’daki 3. Galatasaray Resim Sergisi’ne bir, 1922’de ki 4. Galatasaraylılar Sergisi’ne de üç resim ile katıldı, 1921 yılında devlet tarafından satın alınan beş resmi de Resim Tabloları (Elvah-ı Nakşiye) koleksiyonuna dâhil edildi. 1922 yılında Mustafa Kemal’in davetlisi olarak dört ay boyunca Erkân-ı Harbiye Umumiye’de kaldı, bu zaman zarfında Mareşal Fevzi Çakmak portresini yaptı. Ankara dönüşünde hemen “Karagün” ve “Akgün” adlı tablolarını yapmaya koyuldu ve 1923 yılında tamamladı. Yine bu yılda Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi Tezyini Sanatlar (Dekoratif Sanatlar) Bölümünde hocalık yaptı.
2 Haziran 1927’de, İstanbul’da geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.