Nuri Abaç

1926 tarihinde İstanbul Kocamustafapaşa’da doğdu. Gerçeküstücülüğün Türkiye’deki ilk temsilcilerindendir. Ressam Babası Darülbedayi’de (İstanbul Şehir Tiyatrosu) sanatçıydı. Çocukluğu ve ilk gençliği Mersin’de geçti. O dönemde Mersin’e giden ünlü ressam Nurettin Ergüven ve Kemal Zeren’e asistanlık yaptı. 1944 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümüne girdi. Bir yıl süreyle Leopold Levy ile çalıştıktan sonra alan değiştirerek Mimarlık Bölümüne geçti. Bu bölümden 1950 yılında mezun oluncaya kadar resim atölyelerinde çalışmalarını sürdürdü. Bir süre karikatür, sulu boya ve yağlı boya resim çalışarak ilk sergisini 1949’da Mersin Halkevinde açtı.

1960 yılında Ankara’ya yerleşti. 1989 yılında Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. 1967 yılından itibaren yurtdışı sergilerine başladı. 1986’da yeni dönem resimlerinin sergilendiği İstanbul Sergisi’yle dikkatleri üzerinde topladı. 1981 yılında ödül aldığı Resim ve Heykel Sergisi’nin ardından 1986’da Resim ve Heykel Sergisi’nde de ödül aldı. 1970 öncesi resimlerinde Anadolu kültürünün mitolojik yaratıklarını Gerçeküstücü-Fantastik bir biçem kullanarak tuvale yansıttı. Daha sonraları Karagöz kişiliğine yönelerek bu benzetmeyle tarihî ve güncel konuları, olayları ele aldı. Balııları, simitçileri, pazar yerlerini, meyhaneleri, düğünleri, çay bahçelerini resmetti. Geleneksel anlatım biçimleri ve kültürel motiflerden etkilendi, yerelliği evrensel bir bakışısıyla yorumlayarak özgün bir tarz meydana getirdi. Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda sergi açtı. 42. ve 47. Devlet Resim ve Heykel Sergisi ödüllerini, İskenderiye Bienali üçüncülük ödülünü kazandı. 2002 yılı Ankara Sanat Fuarı Çağsav’dan onur ödülü aldı.

Resimlerinde, 1970 öncesi ve sonrası şeklinde iki farklı dönem bulunduğu gözlemlenmektedir. 1970’lere kadar süren döneminde, mitolojik yaratıklar, sadece düşlerde yaşayabilecek gerçek dışı tiplemeler, resimlerin konusunu oluşturmaktadır. 1970’lerin başından sonraki ikinci dönemde Karagöz tasvirlerinin günlük yaşama uygulandığı resimler dikkat çekmektedir. İlk dönem resimlerindeki fantastik öğeler korunarak; yaşama sevinci, mutluluk, eğlence ve coşku dolu bir dinamizme yöneldiği gözlemlenmektedir. 1970’lerden sonra yaptığı resimlerde; deniz, gemi, sandal dalgalar gibi unsurların sıklıkla yer aldığı ve bir anlamda ünlü ressamın Mersin’de geçen çocukluk ve gençlik döneminden izler taşıdığı değerlendirmesi yapılabilir.

Abaç, 2008 yılında Ankara’da vefat etti.