II. Mervan Bin Muhammed
Son Emevi Halifesi olan Mervan b. Muhammed’in kesin doğum tarihi bilinmemekle birlikte, 681-695 yılları arasında günümüzde Şırnak’ın ilçesi olan eski adı El Cezire olan Cizre şehrinde doğduğu tahmin edilmektedir. Babası halife Abdülmelik b. Mervân’ın kardeşi olup, uzun yıllar El Cezîre ve Ermeniye valiliği yapmıştır. Valilik görevi Emevi Devletinin Anadolu ve Kafkaslara uzanan kolu olan vali Muhammed b. Mervan, Bizans ve Kafkasya cephelerinde düzenlenen seferlere komuta etmişti. Mervân’ın en meşhur iki lakabı “Hımâr” ve “Ca’di”dir. Eşek anlamına gelen Hımar lakabını düşmanlarının taktığı tahmin edilmektedir. Diğer lakabı olan Ca’di ise, görüşlerinden etkilendiği hocası Ca’d b. Dirhem’e nisbetle verilmiştir. Mervân, tarih kayıtlarında ilk defa 723-24 yıllarında görülmüştür. Bu tarihte Anadolu’ya sefer düzenleyen Mervan, Konya ve Kemah’ı Emevi topraklarına katarak adını duyurmuştur. Anadolu’da yaptığı fetihlerden sonra Kafkas cephesine kaydırılan Mervan, 732 yılında da El Cezîre ve Azerbaycan Valiliği görevine getirildi. Mervan’ın valilik yaptığı 8’inci yüzyılın ikinci çeyreğinde Kafkaslarda, Ermenilere karşı en büyük direnişi gösteren devlet Hazarlar idi. Hazarlarla yaptığı savaşlarda, Hazarların savaş teknikleri ve ordu düzeninden etkilenen Mervan, kendi ordusunu da Hazarlar gibi teşkilatlandırarak büyük bir yenilik yaptı.
Eskiye Sövmek, Yeniyi Övmek Emevi Geleneği İdi
Mervan, Kafkas bölgesinden sorumlu olduğu dönemde sadece askeri teşkilatlanma ve savaş taktikleri konusunda kendini geliştirmedi. Aynı zamanda siyaset stratejisini de öğrendi. Nitekim, halife Hişam’ın ölümünün ardından ona duyduğu nefreti gizlemeden halifelik görevini üstlenen II. Velid’e yazdığı mektupta, siyaset dilini ne kadar geliştirdiğini gösterdi. Klasik Emevi siyaset dili, eskiyi eleştirmek ve yeniyi övmek geleneği üzerine kendini şekillendirmişti. Mervan da, II. Mervan’a yazdığı mektupta Hişam dönemini hakaret dolu cümlelerle anarken, II. Velid’e övgüler yağdırmıştı. Mervân b. Muhammed’e halifeliğe giden yolu, II. Velid’in intikamını alacağı bahanesi açtı. Ancak, III. Yezid’e karşı başlattığı isyan arkasında bıraktığı vekilinin kendisini satması üzerine yarım kaldı. Bunun üzerine Mervan, Hazarlar’dan öğrendiği ordu düzenini kendi ordusunda tatbik etti. Velîd’in intikamını almak ve onun iki oğlunun halifelik haklarını savunmak iddiasıyla III. Yezid’e karşı isyan etti. Ordusu ile birlikte Derbent’ten ayrılıp El Cezire’ye ulaştığı sırada arkasında vekil bıraktığı Sâbit b. Nuaym’ın III. Yezid’e biat ettiklerini öğrenince isyandan vazgeçip geri döndü ve ilk iş olarak ordu düzenini tamamen değiştirdi. Bunu yaparken de önce beraberinde Suriye’ye götürdüğü birliklerini Harran’da terhis etti. Daha sonra kendisine profesyonel savaşçıların yönetimine dayalı alay düzeyinde örgütlü yeni bir ordu kurdu. Kurduğu orduda kabile dengelerini gözetmedi.
Başkasının Kederi Onun Kaderi Oldu
III. Yezid’in ölümü ve ardından İbrahim’in halifelik görevine gelmesi Mervan’a aradığı fırsatı verdi. Emevi Devletinde canlı tutulan kabile rekabetinden yararlanan Mervân, II. Velîd’in çocuklarının halifelik hakkını savunma iddiasıyla tekrar ordusunun başında elCezîre’den Kınnesrîn’e yöneldi. Kınnesrîn Kaysîleri ve II. Velîd’in öldürülmesi yüzünden isyan eden Humus halkının da katılmasıyla sayıları gittikçe artan askerleriyle Şam üzerine yürüdü. Ba’lebekŞam arasında, kendisini durdurmaya gelen halife Hişam’ın oğlu Süleyman’ın komutasındaki orduyu yendi. Mervan’ın Şam’a giden yolu tamamen açılsa da, Şam’a kaçan Süleyman, halife İbrahim’i ve hazine mallarının taşıyabildiği kadarını alarak Kelb kabilesinin merkezi olan Tedbür’e kaçtı. Kaçmadan önce de, halifeliğin II. Velîd’in oğullarına kalması durumunda kendilerinden intikam alacaklarını düşünerek Mervan Şam’a girmeden II. Velid’in hapiste bulunan iki oğlunu öldürdüler. Mervan Şam’a girdiğinde kimin halife olacağı tartışma konusu oldu. Ümeyyeoğullarından Ebû Muhammed El Süfyânî, öldürülmeden önce II. Velid’in oğulları ile görüştüğünü, onların Mervan b. Muhammed lehine vasiyette bulunduklarını söyledi. Bunun üzerine 7 Aralık 744 tarihinde Mervan’a biat edildi.
Genel Af Çıkarttı
Mervan’ın ilk icraatı, II. Velîd’in ölümünden sorumlu tuttuklarının dışındakileri cezaevlerinden salmak oldu. Aynı şekilde halifelik makamından feragat ettiğini açıklayan İbrahim b. Velid ile Süleyman b. Hişam’ı da affetti. Ülke genelinde iç barışı tesis etmek için halkın sevdiği kişileri valilik görevlerine getirdi. Mervan’ın attığı bütün adımlara karşılık, Kelb kabilesi ona dost olmadı. Bu nedenle Şam’ı tehlikeli bulan Mervan, kendisini destekleyen Kays kabilesine mensup olanların yoğun olduğu Harran’a devletin yönetim merkezini taşıdı. II. Mervân, beş yıl süren halifeliği sırasında sürekli isyanlarla boğuştu. Bu esnada günümüzde harabe halde olan Harran Büyük Camii’ni genişletti ve burada büyük bir saray yaptırdı. Musul’u El Cezîre eyaletinin merkezi haline getirip ayrı bir divan kurdurdu. Musul şehrini genişleterek sokaklar açtırdı. Savunmasını güçlendirmek için surlar yaptırıp, köprüler ve büyük bir cami inşa ettirdi. Tabii Mervan’ın Harran’a gidişi, Şam’ın itibardan düşmesine neden oldu. Yemen asıllı Kelb kabilesi bu durumu isyan etmek için gerekçeye dönüştürdü. Kelb kabilesinin isyanı diğer vilayetleri de etkiledi ve Arap kabilelerinden Kelb kabilesini ve Kays kabilesini destekleyenler arasında çatışmalar başladı. Diğer yandan Ümeyyeoğulları arasında halifeliği ele geçirme kavgası başladı. Bu arada Mervân, İbrahim b. Velid’i devirmek için Şam üzerine yürürken yanında yer alan Humus Arapları da, onun yönetim merkezini Harran’a taşıması üzerine isyan ettiler. Daha önce birbirlerine düşman olan Humuslular ve Kelbiler, bu sefer Mervan’a karşı ittifak yaptı. Mervan, isyanın büyümesini önlemek için Humus’u kuşatarak isyanı bastırdığını düşünürken, Şam ve Taberiye şehirlerinde ayaklanmalar oldu. Bu ayaklanmaları da şiddetle bastıran Mervan, bu sefer de Tedmür’de Kelb kabilesinin isyanını diyalogla bastırdı.
Aile İçi Barışı Tesis Etmeye Çalıştı
Çıkan isyanlarda Ümeyyeoğulları Mervan’ı yalnız bırakmıştı. Mervan, ailesinden destek alamayınca veliaht tayin ettiği oğullarının düğünlerini bahane ederek Ümeyyeoğullarının bütün fertlerini bir araya getirdi. Ancak düğünlerde bir araya gelmeleri de Ümeyyeoğulları arasında birliği tesis edemedi. Emevi Devletinde işler çığırından çıkmıştı. Irak valisi de Mervan’a karşı isyan bayrağını açmıştı. Irak isyanlara yabancı olmadığı için, III. Yezid tarafından Irak valiliği görevine atanan Abdullah b. Ömer b. Abdülazîz, Mervan tarafından kendi yerine valilik görevine atanan Nadir b. Saîd’e karşı mücadeleye girişti. Mervan’ın otoritesini tanımamak anlamına gelen bu isyanı, Hâricîlerin, Dahhâk b. Kays El Şeybânî liderliğindeki isyanı takip etti. Mervân Irak’a gitmek için yola çıktığı esnada yeni bir isyanla karşılaştı. Ordusunda bulunan Suriyeli askerler Kınnesrîn’den geçerken Mervan’ın affettiği Süleyman b. Hişam’a biat ettiler. 745 yılında meydana gelen bu sorunu da Hufaf’ta Süleyman’a bağlı kuvvetleri yenerek atlatan Mervân, asilerin hakimiyetine giren Humus’u da beş ay süren bir işgalden sonra kurtardı. Arka arkaya gelen isyanların tekrar etmemesi için önlem düşünen Mervan, sonunda Kudüs ile birlikte Suriye şehirlerinin surlarını yıktırdı. Bu arada Hariciler tarafından desteklenen Dahhak b. Kays da 745’de Kufe’nin kontrolünü ele geçirmişti. Şam’a muhalefet eden bütün güçleri etrafında toplayan Dahhak, Musul’u da alarak etki sahasını genişletmişti. Mervan, Dahhak’ı da Kefertûsâ’da öldürerek isyanı sona erdirmeyi başardı. Mervan, Irak ve Horasan’a ancak 747 yılında hakim olabildi.
Sabah Erken Kalkan İsyan Ediyordu
Mervan’ın Suriye ve Irak’ı kontrol altına alması, sorunların bitmesi için yeterli olmadı. Hariciler, Kufe ve Musul’da elde edemedikleri başarıyı, hac mevsiminde Mekke’de aradılar. Abdullah b. Yahya’ya biat eden hariciler, 747’de şehri kontrol altına aldılar. Ardından Medine’yi de ele geçirdiler. Mervan, burada da isyanı bastıran kuvvetlerin başında bulunmak zorunda kaldı. Emevi Devleti, iç çekişmelerle boğuşurken dışındaki olaylara karşı ilgisini kaybetmişti. Bu nedenle ülkenin iç huzuru tamamen kaybolmuş ve halkta yeni bir arayış başgöstermişti. Muhalefet halktaki bu arayışa uygun çağrılar yaparken, Emevi Devletinin geleceğe ilişkin halka vereceği bir umut kalmamıştı. Halk için Emevilerden kurtulmak iyi bir gelecek anlamına geliyordu. Nitekim 744 yılında Kûfe’de çıkardığı isyandan sonuç alamayınca İran’a gitmesine izin verilen Abdullah b. Muâviye, burada bütün muhalefeti örgütlemeyi başarmıştı. Aralarında Türklerin ve Farsların da olduğu muhalefet kuvvetleri Abdullah b. Muaviye’nin etrafında toplanarak İsfahan, İstahr, Cibâl, Kirman, Hûzistan ve Kümis’i ele geçirdiler. Ancak onların Horasan’daki egemenlikleri uzun sürmedi. 747 yılında Amir b. Dubare komutasındaki kuvvetler tarafından ağır bir yenilgiye uğratıldılar.
Türklerin İsyanıyla Emevi Devleti Yıkıldı
Mervan’ın ülkesinde istikrarı sağlaması için yaklaşık 3 yıl cepheden cepheye koşması gerekti. Bütün isyanları bastırıp yönetim merkezi Harran’a döndüğü sırada, Horasan’da Abbasi ihtilali başladı. Emevilerin, Müslüman olsalar da mevali diyerek küçümsedikleri Türklerin desteklediği Ebu Müslim Horasani, 747 yılının Haziran ayında siyah bayrağı çekerek Abbasi ihtilalini başlattı. Ebû Müslim Horasani, her türlü uzlaşma teklifini reddetti. Horasan Valisi Nasır b. Seyyar’ın kuvvetleri Ebu Müslim Horasani’yi durdurmaya yetmedi. Nasır, 15 Ocak 748’de Horasan valilik merkezi Merv’i, Haziran 748’de de Nîşâbur’u terk etti. 749 yılının ortalarında ise Horasan tamamen Abbasilerin kontrolüne geçti. Kuvvetleriyle bir süre sonra Kufe’yi ele geçiren Ebu Müslim Horasani, 28 Kasım 749’da Ebu Abbas El Seffah’ı halife ilan etti. Ümeyyeoğulları, Haşimoğulları ile onlarca yıl süren mücadelesini kaybetmek üzereydi. Abbas el Seffah, ilk iş olarak bir ordu hazırlayarak Mervân’a karşı gönderdi. Bu savaşı kaybeden bütün iddiasını kaybedecekti. Nitekim, iki ordu Musul’a yakın bir mevkide Büyük Zap suyunun sol sahilinde karşı karşıya geldi. 16 Ocak 750 tarihinde başlayan ve gün geçtikçe şiddetini arttıran savaş 25 Ocak cumartesi günü Mervân’ın hezimeti ile sonuçlandı. Savaş alanını terk eden Mervân, kuvvetleriyle Harran’a çekildi. Ancak orada da tutunamadı. Peşine düşen kuvvetlerden kurtulmak için Filistin’e kadar gitti. Abbasilerin eline geçmemek için kaçışını Mısır yönünde sürdüren Mervan, Abbasi kuvvetlerine Yukarı Mısır’ın Bûsîr köyünde yakalandı. 5 Ağustos 750’de yapılan çatışmada Mervan hayatını kaybetti. Böylece son Emevi halifesi de tarihteki yerini almış oldu.
Kaynak: Emeviler ve Emevi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ankara, Ekim 2016.