Mustasım Billah
Son Abbasi halifesi olan Ebu Ahmet El Mustasım Billah Abdullah b. El Mansur El Mustansır Billah, 1209 yılında Bağdat’ta doğdu. Çocukluğunda Kur’an’ı ezberledikten sonra Şafii fıkhı ve hat sanatı öğrendi. Babasının ölümü üzerine, 5 Aralık 1242 tarihinde Mustasım Billah lakabıyla hilafet makamına geçtiğinde İslam dünyasının doğudaki toprakları Moğol egemenliğine girmişti, batıdaki toprakları da Moğol tehdidi altındaydı. Halife olduğu yıllarda görünürde güvenlik yerindeyse de her an büyük bir Moğol saldırısı bekleniyordu. Nitekim 1245 yılında kalabalık bir Moğol birliği Bağdat yakınlarında Abbasi güçleriyle çarpıştı. Büyük sonuçlar doğurmayan bu çarpışmadan sonra dört yıl süreyle Abbasi güçleri ile Moğol güçleri karşı karşıya gelmedi. 1249’da Hanekin’e saldırıp halkının Bağdat’a sığınmasına yol açan Moğollar Cibal bölgesine girdi; daha sonra da Harran ve Urfa’yı yağmaladı. 1256’da Altın Ordu Hanı Batu Han öldü; Sertak ve Ulakçı’nın kısa saltanatlarının ardından daha önce Müslüman olan Berke Han Altın Ordu Devleti’nin başına geçti ve İslamiyeti ülkesine hâkim kıldı.
İstediği Yardımı Alamayan Hülâgû Tehdit Etti
Mengü’nün büyük Moğol hanı seçildiği kurultayda Batı İran, Irak, Suriye, Mısır, Anadolu ve Azerbaycan’ı ele geçirmekle görevlendirilen Hülâgû, 1255 yılında Mustasım’dan, Alamut Kalesi’nde konuşlu İsmaililere karşı giriştiği harekâta askerî destek vermesini istedi. Mustasım Billah, durumu saray erkânı ile görüştü ve Hülâgû’nun kendilerine hile yaptığı endişesiyle asker göndermek yerine hediyeler gönderdi. Hülâgû, asker yerine hediye gönderilmesinden duyduğu öfkeyi, Hamedan’a ulaştığında halifeye yazdığı ikinci mektup ile dile getirdi. 27 Mart 1257 tarihli mektupta, istediği yardımın yapılmamasına duyduğu öfkeyle Büveyhîler’e ve Selçuklular’a açık olan Bağdat kapılarının kendisine nasıl kapatılacağını sordu. Ardından Bağdat surlarını yıkıp hendekleri doldurduktan sonra ülkenin yönetimini oğluna bırakarak derhâl huzuruna gelmesini emretti. Mustasım Billah, Hülâgû’dan aldığı mektuba verdiği cevapta, kazandığı başarılara aldanmamasını tavsiye etti. Doğudan batıya bütün sultanların ve tebaalarının kendisinin kulu ve askerleri olduğunu, ordusuyla harekete geçtiği takdirde yeryüzünün sarsılacağını belirtti. Ondan cesaret alan adamları da Moğol elçilerine ağır hakaretlerde bulundular. Hülâgû, aldığı cevaptan ve elçilerine yapılan hakaretlerden öfkelenerek, “halifenin eğri bir yay gibi olduğunu ve onu ok gibi dümdüz doğrultacağını” söyledi. Hülâgû’nun öfkesini haber alan Mustasım Billah, Hülâgû’nun gönlünü almak için değerli hediyeler gönderdi. Ancak artık çok geçti.
Önce Bağdat İzole Edildi
Bağdat’ı almaya karar veren Hülâgû, önce yardım gelebilecek güzergâhlarda tedbirler alarak şehri izole etti. 27 Mart 1257’de or- 199 dusuyla harekete geçen Hülâgû, 17 Ocak 1258’de Bağdat’ın kuzeybatısında El Anbar şehri yakınlarında Abbasi kuvvetlerini bozguna uğrattı. Moğollar, Bağdat’a giden güzergâhta kendilerini engelleyecek hiçbir kuvvet kalmayınca 22 Ocak 1258’de şehri kuşattılar. Mustasım Billah, kendisine dokunulmayacağı inancıyla Bağdat’ı terk etmedi. Kuşatmanın şiddetlenmesi üzerine 10 Şubat 1258 tarihinde üç oğluyla beraber teslim oldu. Hülâgû önce onu hoş karşıladı ve hâlâ çarpışmakta olan askerlerine ve halka artık direnmemelerini ve silahlarını bırakmalarını söylemesini istedi. Tellallar vasıtasıyla yapılan bu çağrı üzerine çatışmalar sona erdi. Ancak Moğollar sözlerini tutmadılar ve Bağdat’ı yağmalayıp halkı katlettiler. Bir ay süreyle şehir talan edilirken Bağdat’ın 400 yıllık birikimi tamamen yok edildi. Tarih kayıtları, daha sonra şehre giren Hülâgû’nun ceset kokusu yüzünden sokaklarda fazla kalamadığını kaydetmiştir. Öte yandan Dicle Nehri de günlerce kan renginde akarken yüzeyi de kitaplarla kaplandı.
Ve Abbasiler Tarihe Karıştı
İlk başlarda Hülâgû’dan iyi muamele gören Mustasım Billah, daha sonra işkenceye uğrayarak hazinesinin yerini söylemek zorunda kaldı. Ardından 27 Ocak 1258 tarihinde öldürüldü. Onun ölümüyle birlikte Abbasi Devleti tarihe karıştı. Üç yıl sonra Memlûk Sultanı I. Baybars, Mustasım’ın amcası Ahmet b. Muhammed’i El Mustansır Billah unvanıyla Kahire’de halife ilan etti. Böylece Abbasi hilafeti yeniden kurulmuş oldu.
Kaynak: Abbasiler ve Abbasi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ocak 2017, Ankara.