Salih Kalyon

Salih Kalyon

2 Şubat 1946 tarihinde, Ağrı’da doğdu. Trabzon Çaykara’da yaşayan ve saatçilik yapan babası, Ağrı’da hiç saatçi olmadığının söylenmesi üzerine Ağrı’ya göçmüştü. 

Ortaokuldan sonra okumadı. 1964 yılında Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oyunculuk yapmaya başladı. Dostlar Tiyatrosu’nda çalıştı. 1976 yılında Ankara Çocuk Tiyatrosu’nu kurdu. Bu tiyatroda 20 yıl boyunca hem oyun yazdı hem yönetti hem de oynadı. Yılmaz Erdoğan’ın BKM Oyuncuları topluluğunda da rol aldı. Sinema oyunculuğuna 1984 yapımı “Nereye Bakıyor Bu Adamlar” filmiyle başladı. 1984 yapımı “Fahriye Abla” filminin sanat yönetmenliğini üstlendi. 2008 yılında, Tolga Çevik’le birlikte “Komedi Dükkânı” adlı eğlence programını hazırlayıp sundu.

100’e yakın film ve dizide rol aldı. Bazıları şunlardır: 

Talihli Amele (1980)

Çıplak Vatandaş (1985)

Bizimkiler (televizyon dizisi, 1989-2002)

Gizli Yüz (1990)

Bir Demet Tiyatro (televizyon dizisi, 1995)

Vizontele (2000)

Gönderilmemiş Mektuplar (2002)

Vizontele Tuuba (2003)

Organize İşler (2005)

Eyvah Eyvah  (2010)

New York’ta Beş Minare (2010)

Düğüm Salonu (2017)

 

Salih Kalyon: “İlkokula orada başladım. 1954 yılıydı. Önlüğümüz bile yoktu o zamanlar. Birer dergi dağıttılar. Kapakta rüzgâr kompozisyonlu bir resim vardı. Bir çocuk elinde karne, atkısı uçuşuyor, şemsiyesini rüzgâr doldurmuş. Öğretmen sınıfa ‘Kim tahtaya rüzgâr yazacak?’ diye sormuş. Bense o kapağın resmini defterime çizmiştim. Suali yanlış anlayınca ‘Ben!’ diye el kaldırıp tahtaya çıkıverdim. Ben resmi yapmaya başladım tahtaya. ‘Ne yapıyorsun sersem?’ dedi. ‘Ben yaz dedim, çiz demedim. Adam olmuş da bizi kandırıyor ukala!’ deyince okuyup adam olamayacağımı anladım o dakikada. Sonra konu komşunun taklitlerini yapmaya başladım. ‘Hürriyet’ gazetesinde ressam Sururi Gümen’in Can Baba diye karikatürleri vardı, onları yapmaya başladım. Cam para karşılığında arkadaşlara gösteriler düzenlemeye başlamıştım. O zamanlar para yok. Yani benim yaptığım gösterileri gerçek parayla seyredecek güce sahip kimse yok. Arkadaşlarıma toplattığım camları biriktirip Paşabahçe cam fabrikasına getirir, satardım. Çevreciliğe başlamışım habersiz…”