Selânikî Mustafa Efendi

Selânikî Mustafa Efendi

Selânik’te doğdu. Kaynaklarda doğum tarihi ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Eserinde babasının Selânik’te vefat ettiğini belirtmektedir, kendisini de “Selâniklü” nisbesiyle anmaktadır. Hâfız olduğu Kanûnî Sultan Süleyman’ın ölümü bahsinde verdiği bilgilerden anlaşılmakta, üstlenmiş bulunduğu çeşitli maliye kâtipliği görevleri de Maliye Kalemi’nde yetiştiğini göstermektedir.

1566’daki Zigetvar seferine katıldı, Sokullu Mehmed Paşa ve onun sır kâtibi Feridun Ahmed Bey’in yanında bulundu; onlar tarafından verilen çeşitli görevleri yerine getirdi. Belirttiği ilk devlet görevi Haremeyn mukâtaacılığı olup Rebîülevvel 988’de (Nisan 1580) bu görevden ayrıldı. Ardından dört yıl kadar Boyalı Mehmed Paşa’nın devâtdârlığını yaptı. 22 Zilhicce 995’te (23 Kasım 1587) silâhtarlar kâtipliğine getirildi. Bu görevde iken Gence Seferi’ne katılması emredildi. Seferin sonlarına doğru sipahiler kâtipliğine nakledildi, 25 Şevval 997’de (6 Eylül 1589) vazifeden alındı. Mâzuliyeti döneminde Koca Sinan Paşa tarafından kendisine Haydar Mirza başkanlığındaki İran heyetine mihmandarlık görevi verildi. Ferhad Paşa sadrazam olunca kendi için rûznâme tutma görevini 13 Şevval 999’da (4 Ağustos 1591) Selânikî’ye verdi; buna 20 Zilhicce’de (9 Ekim) Anadolu muhasebeciliği vazifesi eklendi.

Ferhad Paşa’nın azlinden sonra 4 Receb 1000’de (16 Nisan 1592) muhasebecilik görevinden azledildi. Ardından yeni sadrazam Siyavuş Paşa’ya sunduğu arzda müteferrikalık vazifesi talebinde bulundu. İsteği kabul edilerek kendisine 45 akçe ile dergâh-ı âlî müteferrikalığı verildi. Bu sırada ülkesi Safevî işgaline uğrayınca Osmanlılara sığınmak zorunda kalan Gîlân hâkimi Ahmed Han’a mihmandarlık yaptı. 1003 Cemâziyelâhirinde (Şubat 1595) seferden dönen bölük halkına cülûs bahşişlerinin dağıtılması işine nezaret etti.

Ramazan 1003’te (Mayıs 1595) Sadrazam Damad İbrâhim Paşa tarafından tutmakla görevlendirildiği rûznâme-i hümâyun hizmetine ilâveten evkaf muhasebeciliği kendisine verildi. 25 Ramazan 1006’da (1 Mayıs 1598) bu görevden ayrıldığında vakıfların idaresi ve yolsuzluklara sebep olan hususlar hakkında epeyce bilgi sahibi oldu. Ardından ikinci defa Anadolu muhasebeciliğine tayin edildi. Bu sırada cepheden dönen bölük halkının ulûfelerinin dağıtılması işine nezaret etti. Eserinde hayatıyla ilgili verdiği son bilgi, onun Şeyhülislâm Sun‘ullah Efendi tarafından Vezir İbrâhim Paşa’ya bir haberi bildirmek üzere gönderildiğidir.

Selânikî Mustafa Efendi, memuriyetleri veya üstlendiği görevlerden ziyade Kanûnî Sultan Süleyman’ın saltanatının sonlarından III. Mehmed’in saltanatının ortalarına kadar olan dönemin (971-1008/1563-1600) olaylarını içine alan tarihiyle tanın. Selânikî Tarihi, klasik anlamda bir vekâyinâme özelliği göstermemektedir. Özellikle kendi zamanı için yaptığı değerlendirmeler ayrı bir önem taşımaktadır. Dil ve üslûp açısından eser kendine has özellikler taşımaktadır. Selânikî külfetten uzak üslubu ve ifadesi, konulara yaklaşımı ile değişik bir tarih yazıcılığı türünün örneğini vermektedir. Eserlerinin değeri, dili ve üslûbundan ziyade müşahedeye dayalı olması ve ihtiva ettiği bilgilerin zenginliğinden gelmektedir. Diğer çağdaşı tarihçilerle karşılaştırıldığında Selânikî’nin verdiği tarihlerin çoğunun daha sıhhatli olduğu, bazılanda ise hataya düşğü dikkat çekmektedir. Eserlerinde sıkça rastlanan başlıklar genellikle Türkçe olmakla birlikte yer yer geleneğe uyularak Farsça başlıklar vardır. Yazma nüshalarda metin ve başlıklarda bazen imla hatalarına rastlanmaktadır. Metin içerisinde Türkçe, zaman zaman da Farsça şiir, kıta, beyit ve mısralar da vardır. Tarihî kaynaklara göre, 1600 yılı civarında vefat ettiği tahmin edilmektedir.

Kaynak: Ahmed Refik, Âlimler ve Sanatkârlar, Ankara: 1980, Kültür Bakanlığı Yayınları.