Seyyid Mehmed Tahir Efendi

Seyyid Mehmed Tahir Efendi

Dağıstan’nın Tapseran nahiyesinde Rukal köyünde 1866 yılında doğdu. Babası ulemadan ve Sâdât-ı Hüseyniyye’den Seyyid Abdurrahim Efendi olup “Sâdât-ı Rükâliye” olarak şöhret buldu. İlim yolculuğuna doğduğu nahiyedeki mektepte sarf, nahiv, mantık ve meani ilimlerini okuyarak başladı. Akabinde İstanbul’a gelerek Fatih Dersiamlarından Dersvekili Gümülcineli Hüseyin Efendi’nin ders halkasına katıldı.

Nesebine yakışır bir şekilde eğitim aldı. Arapça, Türkçe ve Farsça öğrendi, bu dillerde tam bir vukufiyet sağladı ve zamanla öğrencilerine icazet vermeye başladı.

 Şâfi fıkhı ile ilgili eserler de kaleme aldı. 26 Nisan 1903 tarihinde Kerek sancağı leyli mektebinde muallim-i sâniliğe atansa da bölgenin havasına alışamadığından kısa bir süre sonra bu görevden ayrıldı. 14 Ocak 1905’te Trablusgarp Vilayeti İdadi Mektebinde Arapça ve dini ilimler muallimliğine tayin edildi.

14 Mart 1910’da Çin’deki Müslümanlara İslam dinini öğretmek için Çin muallimliği vazifesi ile Pekin’e gönderildi. Buradaki görevi süresince yaptıklarını ve bölge insanı ile ilgili düşüncelerini döndükten sonra makaleler hâlinde neşretti. 14 Ocak 1914’te Çin’deki muallimlik kadrosunun kaldırılması ile görevinden ayrıldı ve seferberliğin çıkması üzerine gönüllü olarak I. Dünya savaşına katıldı.

Bağdat, Mamuratülazîz ve Kutulamare’de fahri süvari yüzbaşısı olarak görev aldı. İmtiyaz sahipliği ve yazı işleri müdürlüğünü yaptığı Yeni Kafkasya isimli bir gazete çıkardı. Yeni Kafkasya, Bolşevik Rusya’nın Türkler üzerindeki amaçlarına engel olmak için 1923-1927 yılları arasında İstanbul’da neşredildi, milliyetperver bir mecmuaydı. 26 Eylül 1339-15 Aralık 1925 tarihleri arasında Yayın Müdürlüğünü Mehmed Tahir Efendi, 6 Şubat 1926-15 Teşrin-i evvel 1927 tarihleri arasında ise Ahmed Hakkı yürüttü.

İslam’ın terakki ve tealisi için Rusya’daki Müslümanları ikaz ve irşat etti. 1. Dünya savaşından sonra Lozan’da Mahkûm Milletler Konferansında Dağıstan mümessili olarak bulundu. Cumhuriyet’in ilanından sonra Aralık 1925 başlarında şapka kanununa muhalefet ettiği gerekçesiyle tutuklandı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde, aralarında Tahirü’l-Mevlevi, Ömer Rıza (Doğrul), Müftü Ali Rıza, Suud'ül-Mevlevi, kitapçı Abdülaziz ve Mihran Efendi’nin de bulunduğu tutuklularla birlikte bir hafta kadar alıkonuldu. Ankara İstiklal Mahkemesi heyeti, Karadeniz dönüşünde, 21 Aralık’ta İstanbul'a geldi ve birkaç gün içinde o zamana dek yapılan soruşturmaları gözden geçirip, tutukluların bir kısmının serbest bırakılmasına, diğerlerinin ise Ankara'da yargılanmasına karar verdi. 25 Aralık Cumartesi günü, Ankara hapishanesine teslim edildi. Burada bir ay tutuklu kaldıktan sonra, ilk olarak 26 Ocak 1926 tarihinde Ankara İstiklal Mahkemesinde yargılandı. Suçsuz bulunarak serbest bırakıldı.

1 Ocak 1924’te emekliye ayrıldı ve 1957 yılında vefat etti.

Kaynak: Esra Yıldız, Şeyhülislamlık Belgelerinde Hz. Peygamber’in İlmî Mirası (1879-1924) Yılları Seyyid Ulema Biyografileri, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2017.