Nemrut

Tevrat-Tekvin‘e göre Nuhun torunu ve Sümer kralıdır. Tanah‘a göre güçlü bir kişi ve yetenekli bir avcıdır. İslama göre Hz. İbrahim‘i ateşe attıran zalim bir kraldır ve burnuna sinek kaçarak ölmüştür.

Nemrut adı Kuranda yer almamaktadır, ancak Bakara suresinin 2. ayetinde, Allahın kendisine mülk ve hükümdarlık bahşettiği için şımarıp Hz. İbrahimle tartışan kişinin Nemrut olduğu, müfessirlerce kabul edilmiştir. Hz. İbrahimin cezalandırılması ve ateşe atılmasıyla ilgili ayetlerde de Nemruta bazı göndermeler vardır.

Tanaha göre Nemrut, Nuhun oğullarından Hâmın torunu ve Kuşun oğludur. Hâmın soyundan gelenlerin, tarihin erken dönemlerinde yer alan en sert ve saldırgan insanlar olduklarına, krallıklar kurup insanlığın kaderine hâkim olmaya çalıştıklarına ve Mısır, Libya, Arabistan ve Hindistan gibi ülkelerin oluşumuna öncülük ettiklerine inanılmaktadır. Aynı soydan gelen Nemrutun, Babilin yanı sıra Nineva ve Kalahı inşa ettiği söylenmekte, krallığının başlangıcı Şinar diyarındaki Babil, Erek, Akkad ve Kalde olarak gösterilmektedir.

Tekvinde Nemruttan yeryüzünde kudretli adam ve Rabb indinde kudretli avcı şeklinde söz edilmiştir. Tekvin yorumcularına göre Nemrut karanlık fakat güçlü bir figürdür ve dünyanın ilk ve en büyük emperyalistidir. Talmud metinlerinde ise Nemrutun, Hz. İbrahimi ateşe atan ve bütün insanları Tanrıya isyana teşvik eden kötü yönetici olduğu üzerinde durulmuştur.

Geleneksel Yahudi düşüncesine göre Nemrut, kurnaz bir astrolog, putperest, çeşitli şehirleri kuran ve masum bebekleri katleden bir yönetici ve et yiyen ilk insandır. Bundan başka, vahşi hayvanlara hükmeden bir kişi olarak da tanımlanmış, Allahın Hz. Âdem ile Hz. Havva için yaptığı deri kaftanı aracı kılarak, hayvanlara hükmettiği ifade edilmiştir. Nemrutun, içinde yaşadığı toplumda bir tanrı muamelesi gördüğü ve karısı Semiramisin tapınılan bir ilahi varlık olarak öne çıktığı ileri sürülmüştür.

Nemrut ile Hz. İbrahim arasındaki mücadeleyi konu alan hikâyeler hem Yahudi hem İslam kaynaklarında yer almaktadır. Bu rivayetlere göre Nemrut, Hz. İbrahimin dünyaya gelişiyle ilgili olarak rüyasında yeni doğan bir yıldızın parlaklığının ay ve güneşi bastırdığını görmüştür. Rüyayı yorumlayan kâhinler, ona ülkesinde doğacak olan bir erkek çocuğun halkın dinini değiştireceğini ve kendisini öldüreceğini söylemiştir. Bunun üzerine Nemrut, doğan erkek çocukların öldürülmesini emretmiş ve şehirdeki bütün erkekleri şehir dışına çıkararak hanımlarıyla ilişkiye girmelerine engel olmuştur. Ancak Âzere olan güveni sebebiyle, onu hanımıyla görüşmemek şartıyla bir iş için şehre göndermiştir. Eşi hamile kaldığında onu şehir dışında bir mağaraya saklamıştır. Sonuçta Hz. İbrahim bir mağarada, olağan üstü ışıklarla aydınlanmış olarak doğmuştur. Hz. İbrahim ile Nemrut arasındaki mücadele ve Nemrutun Hz. İbrahimi ateşe atması konusunda Yahudi geleneğinde Babil Kulesi hadisesi ön plana çıkarılmıştır. Babil Kulesinin Nemrutun krallığı döneminde inşa edildiğine inanılmaktadır.

İslami kaynaklar, Nemruttan, bazı ilkleri gerçekleştiren kişi olarak söz etmiştir. Buna göre o, ilk defa kötülüğe teşvik eden, başına ilk defa taç giyen, ilkin yıldızların durumunu ortaya koyan, ilk defa ateşe tapan ve insanları kendisine tapınmaya davet eden kişidir. Mancınığın da onun zamanında icat edildiği ifade edilmektedir. Tarihçi Taberi, yeryüzünden ikisi kâfir, ikisi mümin olmak üzere dört büyük kralın gelip geçtiğini, müminlerin krallarının Süleyman b. Davud ile Zülkarneyn, kâfirlerin krallarının Buhtunnasr ile Nemrut olduğunu söylemiştir. Nemrutun krallığı dört yüz yıl sürmüştür.

Kuranda Nemrut ve Hz. İbrahim dönemi şu şekilde anlatılmaktadır: Nemrutun toplumunda putlara tapılmaktadır. Putlardan rızık beklenmekte ve şifa umulmaktadır. Toplumda ahiret inancı yoktur. Gök cisimleri de putlardan daha üstün bir konumda ama kendi aralarında hiyerarşik bir düzene oturtulmuş olarak, tapınılan tanrılar arasında yer almaktadır. Bunların en büyüğü Güneştir.

Putların özenle yerleştirildiği tapınaklar, aynı zamanda, yargı gibi kimi kamusal işlerin yürütüldüğü merkezler durumundadır. Toplumda geleneklere uymayan ve inançlardan sapan kimseler, taşlanma, aforoz, sürgün ve ateşe atılma gibi cezalara çarptırılmaktadır. Sosyal yapının bu şekilde olduğu Nemrut toplumunda Hz. İbrahim, putlara tapmayı reddetmiş ve putları kırmıştır. Bu yüzden Nemrut tarafından cezalandırılmış ve bir mancınıkla büyük bir ateşin içine atılmıştır. Ateş, Allahın emriyle Hz. İbrahime karşı serin olmuştur. Nemrut ve askerleri helak olunca, Hz. İbrahim hicret etmiştir. Vefat ettiğinde 200 veya 175 yaşında olan Hz. İbrahimin naaşı Hebrona defnedilmiştir.

Allaha meydan okuyan Nemrutun bir sivrisinek tarafından öldürüldüğü kabul edilmektedir. Nemrutun burnundan başına giren bir sivrisineğin sebep olduğu şiddetli ağrılar yüzünden kafasını tokmakla dövdüren Nemrut, sonunda büyük bir acıyla ölmüştür.