Ali Sami Boyar

Ali Sami Boyar

1880 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Kafkasya'nın Ahıska kasabasından İstanbul’a göç eden Hacı Hayrullah adında bir tüccarın torunudur.

Resme ilgisi küçük yaşlarda ortaya çıktı. Ortaokulda Binbaşı Cemal Bey'den resim dersi aldı. 1892'de Bahriye Mektebine girdi ve bu okulda Kaymakam Şükrü Bey'den yağlı boya ve sulu boya tekniklerini öğrendi. 1901 yılında mektebin İnşaiye sınıfından teğmen rütbesiyle okuldan mezun oldu ve Bahriye İnşaiye Resimhanesi’nde görevlendirildi, bu görevi beş yıl sürdürdü.

Resimhanedeki görevini sürdürürken bir yandan Sanayi-i Nefise Mektebinde öğrenimine devam etti. 1902'de kaydolduğu bu okulda Osman Hamdi Bey, Salvatore Valeri, Ömer Adil Bey, Joseph Warnia Zarcecki’den dersler aldı. 1906'da Fatih semtindeki Rehber-i Tahsil Okulunda resim öğretmenliği yaptı. 1908'de Sanayi-i Nefise'yi birincilikle bitirdi.

1910'da Paris'e gönderildi. O dönemde Paris'te bulunan Çallı Kuşağı sanatçıları ile Ulusal Güzel Sanatlar Akademisinde Fernand Cormon'un atölyesinde dört yıl çalıştı. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla 1914 yılında yurda döndü.

İstanbul'a döndükten sonra yüzbaşı rütbesiyle ordudan ayrıldı. O dönemde kız öğrenciler için de bir güzel sanatlar okulu açılması gündemdeydi. 1914 yılında kurulan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi'nin ilk müdürü oldu. Bu görevi bir ay sonra Mihri Müşfik Hanım'a devretti.

Eski eserler konusundaki uzmanlığı nedeniyle Bahriye Nazırı Cemal Paşa tarafından Bahriye Müzesi'nin müdürlüğü getirildi. Paris'te olduğu dönemde özel bir uzmanlık dalı olan mum heykel ve mulaj sanatını öğrendi. Müze içinde bir manken atölyesi kurarak bu sanatı müzede uygulama fırsatı buldu; ayrıca bir gemi atölyesi kurdu. Müze kataloğunu hazırladı. Katalog, 1917'de yayımlandı. Onun çalışmaları müzenin gelişmesi ve bugünkü halini alması için temel oluşturdu.

II. Dünya Savaşı sırasında Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın emriyle Şişli'de açılan resim atölyesinde aynı dönem arkadaşları Sami Yetik Bey, İbrahim Çallı, Namık İsmail, Ali Cemal ve Avni Lifij ile beraber çalışarak askerî kompozisyonlar hamasi tablolar yapıp tarihî konularda eserler verdi.

1919’da da Bahriye Mektebinde resim dersleri verdi. 1921 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi müdürü oldu. 1922 yılında ünlü yazar Halide Edip Hanım'ın kız kardeşi olan İngilizce öğretmeni Belkıs Hanım'la evlendi. 1922'de Evkaf Müzesi müdürlüğünde getirildi.

1925 yılında açılan yarışmada birinci olarak cumhuriyetin ilk pulların üzerindeki resim, yazı ve süslemeleri gerçekleştirdi. 1926'da Bakanlar Kurulu'nun verdiği bir kararla Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkardığı ilk banknotlarla ilgili çalışmaları yapmak için görevlendirildi. Yazı ve resimlerin hazırlanmasından sonra ilk kâğıt paraların basımını gerçekleştirmek üzere Londra'ya gönderildi. Bu görev sırasında Evkaf Müzesi'ndeki görevinden istifa etti. 5 Aralık 1927 yılında piyasaya çıkan Türkiye'nin ilk kâğıt parası olan 1 TL’nin üzerindeki resmin sahibidir. 1926'da Londra'da; 1930'da Paris'te bir sergi açtı. 1931'de, iki eseri Paris salon sergisine kabul edildi.

1935 yılında getirildiği Ayasofya Müze Müdürlüğü'nde çok yönlü çalışmalar yaptı. Yabancı uzmanlarca mozaikleri temizlenen müzede Mabedin Vaftiz Teknesi'nin bulunması dünyada geniş yankı buldu. 1941’de “Ayasofya” adlı kitabı yayımlandı; kitabı kendi yaptığı resimlerle süsledi. 1944 yılında emekli oldu.

Emeklilikten sonra kendini resme vererek serbest çalıştı, Türkiye’de “Yedirme Kazı Resim Gravür” çeşidinin ilk yapımcısıdır. Suluboya, karakalem, pastel, tarama, yağlı boya teknikleriyle yapılan eserler verdi. Eserlerinin büyük bir kısmı tarihî belge değeri taşıyan Ali Sami Boyar’ın portre, peyzaj ve natürmort başta olmak üzere hemen her türde resim yaptığı bilinmektedir. Emekli olduktan sonra gazete ve dergilerde sanat üzerine yazılar yayımladı, Amerikan Kolejinde resim öğretmenliği yaptı.

Askerî Müze, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Deniz Müzesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü gibi müzelerin yanı sıra yurt içinde ve yurt dışında özel resim koleksiyonlarında eserleri bulunmaktadır. ‎

Fransızca ve İngilizceyi çok iyi derecede öğrendi. Sanat konularında tercümelerinin yanı sıra yazdığı makaleleri vardır. Eserleri empresyonist çizginin yanında realizme de yönelmektedir.

23 Eylül 1967 tarihinde, İstanbul’da vefat etti.

Kaynak: Hacer Banu Paşalıoğlu, İnas Sanayi-i Nefise Mektebi ve Mezunları, Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Sanatı Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1996.