Hişam Bin Abdülmelik
Emevi Devletinin kurucusu Muaviye olsa da devletin tarihine mührünü vuran Beşinci Emevi Halifesi Abdülmelik b. Mervan oldu. Onun halifelik görevini üstlenen dördüncü oğlu olan Hişam b. Abdülmelik, 691 yılında Şam’da doğdu. Hişam, devlet yönetiminde kuvvetten çok diplomasiye önem veren bir kişiliğe sahipti. Nitekim henüz halife olmadan önce isyan eden Haricilerin lideri Ukfan’ı savaşa gerek kalmadan diplomasi yoluyla isyandan vazgeçirmesi ile tanındı. Onun döneminde Emevi Devletinin sınırları genişlemeye devam ederken, iç karışıklıklar da yoğunlaştı. Arap olmayan Müslümanların, Arapların yoğun olarak yaşadıkları bölgelere yaptıkları göçler, Arapçılık fikrini güçlendirdi. Hz. Muhammed’in veda haccında verdiği “üstünlük takvadadır” mesajını unutan Arap kabilelerinden Kelbiler ile Kaysîler arasındaki kabilecilik tutuculuğu alabildiğine arttı. Aynı dönemde Abbasi ailesinin Ümeyyeoğulları aleyhine yaptıkları propagandanın şiddeti giderek arttı. Bir de Şiîler ve Haricilerin devleti sarsacak boyuttaki ayaklanmaları halife Hişam döneminde yaşandı. Araplar arasında canlanan kabilecilik fikri, Emevilerin Orta Asya’daki genişlemesini durduran bir etken oldu. Bu nedenle 724-25 yıllarında Orta Asya’da askeri üstünlük Türklere geçti. Nitekim Horasan Valisi Esed b. Abdullah El Kasri döneminde yapılan seferlerin hiçbirinde başarı elde edilemedi. Onun yerine 727 yılında valilik görevine getirilen Eşres b. Abdullah es-Sülemî yönetiminde de Orta Asya halkları Türklerin etrafında birleşerek isyan ettiler. Gayri müslimler gibi cizye ödemek istemeyen Türkler, Eşres b. Abdullah komutasındaki Emevi kuvvetlerine 729 yılında ağır kayıplar verdirdiler. 730 ve 731 yıllarında Türkler ile Emevi kuvvetleri arasında Buhara ve Semerkant çevresinde kanlı savaşlar yapıldı. Bu savaşlarda Emevi kuvvetleri oldukça yorgun düştü. Onların bu yorgunluğu 734 yılında Horasan Valiliğine getirilen Âsım b. Abdullah da önleyemedi.
Mevali Ayaklanması
Müslüman olmalarına rağmen ikinci sınıf insan muamelesi gören ve kendilerinden cizye alınan Türkler, ayaklanarak kaderci görüşü savunan Cebriye mezhebinin önderlerinden Hâris b. Süreyc’in bayrağı altında birleştiler. Başlatılan bu ayaklanma, kısa sürede Horasan’ı da içine alan, merkezi Kunduz şehri olan Aral Gölü, Umman Denizi, Himalaya Dağları ve Taşkent’e kadar uzanan coğrafi bölge olan Toharistan’da Emevi egemenliğini sona erdirdi. Bunun üzerine Halife Hişam, 735 yılında Horasan Valiliğine Esed b. Abdullah El Kasri’yi getirdi. Esed, topladığı taze kuvvetlerle Haris b. Süreyc’in üzerine yürüyerek 737 yılında önemli bir başarı kazandı. Ancak, Esed b. Abdullah’ın ömrü vefa etmedi ve 738 yılında vefat etti. Yerine de Belh valiliği görevini yapan Nasr b. Seyyâr getirilse de isyanlar bir türlü önlenemedi. Nasr b. Seyyar aynı zamanda Emevilerin Horasan’daki son valisi oldu.
Önceki Dönemle Hesaplaşmakla İşe Başladı
Hişam b. Abdülmelik’te, seleflerinin yaptığı gibi işler yolunda gitmediğinde 738 yılında Irak Valisi Hâlid b. Abdullah el-Kasrî’yi görevden aldı. Ona yönelttiği suçlama devlet malını zimmetine geçirmek; gayri Müslimleri himaye etmek idi. Oysa Hâlid, on beş yıllık valiliği sırasında Irak’a en huzurlu ve müreffeh dönemlerinden birini yaşatmış, isyanları da bastırmıştı. Onun yerine getirdiği Yusuf b. Ömer El Kaysi’nin valiliği ise, Irak’ın en huzursuz dönemlerinden oldu. Kûfe’de Ehl-i Beyt’ten Zeyd b. Ali, devlet yönetimini Ümeyyeoğullarından almak için açıktan propaganda yapmaya başladı. 6 Ocak 740 tarihinde isyan ateşini yakmaya hazırlanan Zeyd b. Ali’ye Irak Valisi Yusuf b. Ömer el-Kaysî, fırsat vermedi. Ayaklanmayı önceden haber alarak baskın düzenledi ve çevresindeki çoğu kişiyi öldürdü. O dönem, aynı zamanda Şia ekollerinden Mansuriye’nin kurucularından Ebu Mansur El İcli’nin peygamberlik iddiasında bulunduğu yıllardı. Onun başlatmak istediği kargaşayı da Irak Valisi Yusuf b. Ömer önledi.
Mısır’da Kıptiler Ayaklandı
Hişam b. Abdülmelik dönemi, Mısır’da da büyük ayaklanmalara sahne oldu. Ayaklanmanın nedeni, gayri Müslimlerden daha fazla vergi alabileceğini düşünen vergi amiri Ubeydullah b. Habhâb’ı yanıltması idi. Kıptileri ayaklandıran bu girişim vali Hür b. Yusuf tarafından 725 yılında bastırıldı. Aynı dönemde Mısır’ın Araplaştırılmasına büyük önem verildi. Bu nedenle Irak’ta sorun çıkartan Kays kabilesine mensup birçok Arap Mısır’a yerleştirildi. Kıptilerin Mısır’daki ikinci ayaklanması 739 yılında oldu. Bu ayaklanma da Hanzele b. Safvan’ın valiliği döneminde bastırıldı. Hişam b. Abdülmelik, halife olduğu zaman abisi tarafından Tunus ve Fas valiliği görevine getirilen Bişr b. Safvan’ı değiştirmedi. Onun döneminde Emevi Devletinin Akdeniz’deki etkinliği artırılmaya çalışıldı. Bu nedenle Korsika, Sardunya ve Sicilya adalarına seferler düzenledi. Diğer yandan Kays kabilesinin Mısır’a yerleştirilmesinde sorunlar yaşandı. Kelbi kabilesinin karşı çıkışı nedeniyle çıkan sorunlar, iki kabile arasında denge sağlayacak vali atamaları ile giderildi. Ancak Emevi Devletinde, Arap asabiyesinin önüne bir türlü geçilemedi. Bu nedenle Fas ve Tunus’ta Harici hareketler yankı bulurken, Berberiler de sık sık isyan ettiler. Berberîleri isyan ettiren ayrımcılığa uğramaları idi. Zira, onlar İspanya’nın ele geçirilmesinde en önde savaşırken, ele geçirilen ganimetlerin paylaşılmasında gayri müslim muamelesi görmüşlerdi. Bu durumun yarattığı öfke, Şia’nın ve Harici hareketlerin bu topraklarda taraftar bulmasını kolaylaştırdı. Irak’tan Mağrib bölgesine kaçan Hariciler, adalet, eşitlik ve kardeşlik hukuku üzerine yoğun bir propaganda faaliyetine giriştiler. Arapların ayrımcı siyaseti onların bu propagandanın etkisine girmelerini kolaylaştırdı. Nitekim Kuzey Afrika’daki Emevi ordusunun önemli bir kısmının Sicilya seferine çıktığı bir sırada, 13 Ağustos 740’ta büyük bir ayaklanma meydana geldi. Ayaklanmada Tanca Valisi Ömer b. Abdullah öldürüldü. Ardından Tanca’yı ele geçiren Hâricî lideri Meysere El Medgari burada halifeliğini ilân edip halktan biat aldı. Böylece etnik ayrımcılıkla başlayan olaylar siyasi bir mahiyet kazanmış oldu. Hâricî isyanı aynı yıl İspanya’ya da sıçradı. Burada, halk vali Ukbe b. Haccâc’ı görevinden alıp yerine Abdülmelik b. Katan El Fihrî’yi getirdi. Olayların kontrolden çıkması üzerine Hişam b. Abdülmelik, tarihte İfrikiye ve Mağrib olarak geçen Tunus ve Fas Valiliği görevine 741 yılında Kays kabilesine mensup olan Gulsüm b. İyâz El Kuşeyri’yi getirdi. Tunus ve Fas, Kays ve Kelb kabileleri arasındaki çekişmenin yanı sıra 742 yılına kadar Harici Berberilerin ayaklanmalarına sahne oldu. Harici Berberilere öldürücü darbeyi aynı yıl vali Hanzele b. Safvan vurdu. Hişam b. Abdülmelik dönemi, Emevilerin Endülüs’ün fethini tamamlayıp Fransa içlerine seferler yaptıkları dönem oldu. Yapılan bu seferlerden kalıcı sonuç alınamazken, Frankların da birleşmesine neden oldu. Aynı dönemde Anadolu seferlerine de ara verilmedi. Seferlere halifenin oğulları Muâviye ve Süleyman ile kardeşi Mesleme komuta etti. Güneydoğu Anadolu’nun fethi bu dönemde tamamlanırken, bölgeye yoğun bir Arap nüfus göç ettirildi. Fetihler sırasında Emevilere en büyük direnci gösteren Bizans İmparatorluğu oldu. Bizans orduları ile Emevi ordularının 740 yılında Seyitgazi’de yaptıkları savaş, Emevi ordusunun ağır yenilgisi ile sonuçlandı. Bu savaşta Anadolu’ya yapılan seferlerde büyük kahramanlıklar gösteren Battal Gazi Destanına konu olan Battal Gazi de şehit düştü. Bu dönemde Emevi kuvvetleri Gürcistan’ı fethettikleri gibi, Dağıstan’da da egemenliklerini pekiştirdiler.
Yazışmalara Büyük Önem Verdi
Hişam döneminde divan defterleri yeniden düzenlendi. Halife Abdülmelik döneminde başlatılan Arapça yazışma kuralı Horasan’da da uygulanmaya başlandı. Kendinden sonraki dönemlere örnek olacak yazışma kurallarını oturtan Hişam, asayiş ve kolluk hizmetlerini kadılık makamından ayırarak bağımsız hale getirdi. Onun döneminde Emevi devletinin yönetim merkezi Şam’dan alınıp Suriye’nin Rakka şehrinin yakınında Fırat Nehri kıyısında kurulan Rusafe şehrine taşındı. Ziraate verdiği önem nedeniyle özellikle bahar aylarında Dicle Nehrinde meydana gelen taşkınları önlemek için setler inşa ettiren Hişam, bentler ve sulama kanalları yaptırarak üretimi artırmaya çalıştı. İlim adamlarına büyük saygı duyduğu iddia edilse de, eleştirilere karşı tahammülü olmayan Hişam, Emevileri eleştiren tâbiin dönemi âlimlerinden Geylân El Dimaşki ile Ca’d b. Dirhem’i idam ettirerek ilim adamlarına göz dağı vermiştir. Arapların Ensab İlmi dedikleri soy sop ilmine düşkün olan halife Hişam, kabilelerin soy ağacını tespit etmek için uğraşmaktan keyif alır ve bu konularda kitap yazılmasını teşvik ederdi. Cuma namazının sünneti kılındıktan sonra imam hutbe okumak için minbere çıktığında ezan okunması uygulamasını da Hişam b. Abdülmelik’in başlattığı bildirilmiştir. İç istikrarı korumaya büyük önem veren Hişam b. Abdülmelik en çok uğraştıran gücünü giderek artıran ve mevaliden de destek bulan Abbasi muhalefeti oldu. Onun bu muhalefeti önleyecek tedbirler alamaması Emevi Devletinin yıkılışını hızlandırdı. Döneminde Emevi Devletinin refah düzeyini yükselten ve sınırlarını genişletmeyi başaran Hişam b. Abdülmelik 6 Şubat 743’te Rusâfe’de vefat etti. Endülüs Emevi Devleti’nin kurucusu Abdurrahman b. Muâviye b. Hişam (I. Abdurrahman) onun torunudur.
Kaynak: Emeviler ve Emevi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ankara, Ekim 2016.