Münzir B. Muhammed
Endülüs Emevi Devleti’nin altıncı emîri Münzir b. Muhammed 844 yılında doğmuştur. Annesinin ismi Aylo’dur. 886 yılında 42 yaşında tahtta çıkmıştır. Sadece iki yıl iktidar sürebilmiştir. Tahta çıkmadan önce babasının ordusunda birçok askerî görev alan, ordu komutanlığı yapan Münzir yönetime geçince ilk iş olarak kadılık makamında bulunan Süleyman b. Esved el Belluti’yi görevinden alıp yerine Ebu Muaviye Amir b. Muaviye el Lahmi’yi atadı. Babasının çoğu vezirini görevlerinde sabit bıraktı. Temmam b. Alkame ile Muhammed b. Cevher’i de vezirlik makamına getirdi. Haşim b. Abdülaziz’i de başvezir yaptı. Münzir’in iktidarı döneminde Haşim Ailesi’nin kimi fertleri bazı savaşlarda birlikte ordu komutanlığı yapmışlardı. Bir savaşta Münzir ile Haşim b. Abdülaziz’in arası açıldı. Münzir, Haşim’in kararlarını kimseye danışmadan kendi başına verdiğini ve bunlara sıkı bir şekilde bağlı kaldığını düşünmüştü. Yine de Münzir tahta çıkınca Haşim b. Abdülaziz’i başvezirlik makamına getirdi. Ancak Haşim’e düşmanlık yapanlar onun Münzir ile arasını açmak için türlü dedikodular çıkardılar, ona iftiralar etmeye başladılar. Bunların arasında devletin ileri gelenleri de vardı. Dedikodu ve iftiralar sonunda Haşim’in hapse atılmasına yol açtı. Haşim, Münzir ile arasını düzeltmek istedi ise de bunda başarılı olamadı. Bir süre sonra Haşim öldürüldü. Ailesi de bu sırada hapisteydi. Münzir bir sefere çıkmak üzere iken onları da bertaraf etmek istedi. Önce Haşim Ailesi’nin hapisten çıkarılmasını emretti. Eniştesi Mutarrif b. Ebi Resi’ye de kendisi şehirden ayrılınca onların asılması buyruğunu verdi. Ancak bu emir Münzir’in düşman surları önünde vefat etmesi yüzünden uygulanamadı. Münzir’den sonra tahta geçen Abdullah, Haşim Ailesi’nin sarayda ağırlanmasını emretti. Hatta müsadere edilen mallarını onlara geri verdi. Bir aile üyesini de kendine vezir yaptı. Münzir’in kısa süren saltanatında Ömer b. Hafsun’un isyanı önemli bir yer tutar. Ömer b. Hafsun, Münzir’in babası I. Muhammed zamanında da isyan etmişti. Son isyanında Münzir tarafından kuşatılmıştı. Ancak I. Muhammed’in vefatı üzerine Münzir kuşatmayı kaldırmış ve Kurtuba’ya dönmüştü. Ömer b. Hafsun bu durumdan istifade etti. Yakınında ve sahil arasında bulunan kalelere elçiler gönderdi. Bunları kendisine katılmaya davet ediyordu. Elçiler olumlu cevaplarla döndüler. Bunun üzerine Ömer b. Hafsun Briego Şeybe Dağı’na çekildi. Burada askerî hazırlıklara girişti. Elde ettiği maddi yardımlarla silah ve malzeme tedarik etti. Halktan maddi yardım alırken onlara, şimdiye kadar köle olduklarını, artık bu durumdan kurtulacaklarını, yapılan zulümlerin intikamını alacağını söyleyerek türlü vaatlerde bulundu. Bu sayede halk arasında nüfuz sahibi oldu. Kimi tarihçilere göre, bu nüfuzu kazanmasında, adamlarına karşı dostça ve alçak gönüllü davranması, halkın hürriyetine saygı duyması gibi kişisel özelliklerinin de payı vardı. Kimi rivayetlere göre onun hâkimiyet kurduğu bölgede bir kadın kimse tarafından rahatsız edilmeden, malıyla mülküyle, bir şehirden diğer şehre gidebilirdi. Eğer kadına menfi herhangi bir şey olursa kadının şikâyetiyle suçlu idam olunurdu. Ömer söz konusu kendi çocukları olsa bile adaletten ayrılmamaya özen gösterirdi. Cesur ve mert kimselere değer verirdi. Ömer b. Hafsun tüm bu özellikleriyle nüfuzunu arttırıyordu. Böylece elinde kayda değer bir maddiyat toplanmıştı. Bu sayede baskınlarına devam etti, topraklarını genişletti. Bu baskınlarında, Priego Amili Abdullah b. Sümaa’yı esir aldı ve ileri gelen adamlarını Eşres Kalesi’nde topladı. Bu durumdan yakın çevredeki halk korkuya kapıldı. Bunun üzerine Münzir büyük bir süvari birliği hazırladı. Bu süvari birliğini Asbağ b. Fıttis komutasında Eşres Kalesi’ne gönderdi. Münzir’in ordusu kaleyi ele geçirdi. Münzir’in hazırladığı diğer bir ordu da Abdullah b. Muhammed b. Mudar komutasında Lucana üzerine gönderilmişti. Bu süvari birliği de isyancıların büyük kayıplar vermesine yol açtıysa da seferinden bir netice elde edemedi. Bir sene sonra, 887 yılında, Münzir bizzat ordunun başına geçti. Ömer b. Hafsun’un Reyyo ve Cabra bölgelerinde zapt ettiği kaleleri geri aldı. Ardından Barbastro şehrini muhasara altına aldı. Oradan Archidona’ya geçti. Şehir kuşatma altındayken halk, Ömer b. Hafsun ile iş birliği içinde olan, Münzir’in vekili olarak orada bulunan Ayşun ve üç adamını yakaladı. Münzir bundan sonra asilerin merkezi Priego Dağı’na yöneldi, kalelerini zapt etti. Beni Matruh’un ileri gelenlerini ve onlara bağlı 22 kişiyi Kurtuba’ya gönderdi, orada asıldılar. 888 yılında Münzir, doğrudan doğruya Ömer b. Hafsun’un üzerine hücum etti. Ömer o sırada Barbastro’da idi. Münzir buradan önce Ömer b. Hafsun’a bağlı olan Archidona’ya hareket etti. Ancak şehir halkının özür dilemesi üzerine onları affetti. Burada Ömer’in adamlarını saf dışı bıraktıktan sonra Barbastro’yu muhasara altına aldı. Muhasara çok şiddetliydi. Şehir halkı bitap düşmüştü. Ömer b. Hafsun bunun üzerine Münzir’e bir teklif sundu. Komutanlar arasına alınması, ailesiyle birlikte Kurtuba’ya yerleştirilmesi, kendisine maaş bağlanması şartıyla teslim olacaktı. Münzir bu teklifi kabul etti. Ayrıca ona yüz katır yükü elbise, yiyecek ve türlü eşyalar gönderdi. Bu sırada Ömer b. Hafsun, Münzir’in karargâhında idi. Muhasara kaldırıldı. Kurtuba’ya dönülürken Ömer b. Hafsun bulunduğu yerden kaçtı, kendisine gönderilen katırların yanındaki nöbetçileri öldürdü, eşyalarla birlikte ayrıldı ve tekrar isyana kalkıştı. Bu duruma çok sinirlenen Münzir, şehri sıkı bir kuşatma altına aldı. Fakat kuşatma sırasında vefat etti. Kimi tarihçilere göre bu ölüm bir hastalık kimilerine göre bir suikast sonucudur. Münzir’in vefat ettiği duyulunca kuşatma hemen kaldırıldı. Asker geri dönmeye niyetlendi. Muhasara esnasında kendisine biat edilen Münzir’in kardeşi Abdullah askeri yerinde tutmaya çalıştı fakat bunda başarılı olamadı. Bu esnada Ömer b. Hafsun, Abdullah’ın karargâhına saldırdı. Bunun üzerine Abdullah geri dönüş kararı aldı. Ömer b. Hafsun karargâhta ne varsa ele geçirdi. Münzir’in cesedini de bir deve üzerinde Kurtuba’ya gönderdi. Münzir şahsiyet olarak zeki, cesaretli, kararlı bir kişiliğe sahiptir. İlime ve edebiyata önem verirdi. Edebiyatçıları çevresinden ayırmazdı. Kendisine biat edildiği ilk gün askere para dağıtmış, bütün Kurtuba halkından bir yıllık öşürü kaldırmış, halka hediyeler sunmuştu. Münzir genç yaşta vefat ettiği için çocukları halifelik makamına geçecek ehliyette değildi. Bu yüzden yerini kardeşi Abdullah’a bıraktı.
Kaynak: Endülüs Emevileri ve Emevi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ağustos 2018, Ankara.