Mutasım Billah
Sekizinci Abbasi halifesi olan Ebu İshak Muhammed, 18 Ekim 796’da Bağdat’ta doğdu. Harun Reşid’in üçüncü oğlu olan Mutasım Billah, gençlik yıllarında ağabeyleri Emin ile Memun’un iktidar çekişmesine tanık oldu. Çocukluk yıllarında gerekli eğitimi alamadığı ve bu sebeple ilim açısından zayıf kaldığı kaydedilmiştir. İlk resmî görevini ağabeyi Memun döneminde 816 yılında hac emîrliği yaparak üstlendi. Memun’un Merv’de bulunduğu dönemde Haricilerin 817 yılında Bağdat’ta çıkardıkları isyanı bastırdı. 828 yılında Mısır ve Suriye valiliğine tayin edildi ve Türklerden askerî birlikler teşkil etmekle görevlendirildi. Önceleri Bağdat’ta kalan Mutasım, Mısır’da bazı Arap kökenli ve Yemenli kabilelerin isyan edip kendisinin gönderdiği görevlileri öldürmeleri üzerine 829 yılının Mayıs ayında Mısır’a gitti. Ancak ertesi yıl yine Bağdat’a döndü. Ağabeyi Memun’un Bizans’a sefer düzenlemek amacıyla yola çıktığı sırada 9 Ağustos 833’te Pozantı Suyu kıyısında vefat etmesi üzerine halifelik hırkasını giydi. Ağabeyinin vefatı üzerine ordudaki bazı komutanlar, Memun’un oğlu Abbas’a biat etmek istediler. Ancak Afşin’in etrafında birleşen Türk komutanlar, Abbas’a baskı yaparak amcası Ebu İshak Muhammed’e biat etmesini sağladılar. Bunun üzerine diğer komutanlar da Ebu İshak Muhammed’e biat ettiler. Böylece Ebu İshak, Mutasım Billah unvanıyla Abbasi Devleti’nin sekizinci halifesi oldu ve ağabeyi tarafından Bizans’a sefere çıkmak üzere hazırlanan ordu ile birlikte Bağdat’a döndü. Bağdat’a ulaştığında kendisine vezir olarak Fazl b. Mervan’ı seçen Mutasım Billah, geniş yetkilerle donattığı vezirini, yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle iki yıl sonra görevden aldı. Yerine Ahmet b. Ammar El Horasani’yi, kısa bir süre sonra da kendisine ölünceye kadar vezirlik yapacak olan Muhammed b. Abdülmelik İbnü’z-Zeyyat’ı getirdi.
Tahta Çıkışı Türk Tarihinde Dönüm Noktası Oldu
Mutasım’ın halifelik makamına gelmesi İslam tarihi ve Türk tarihi açısından bir dönüm noktası olmuştur. Türklerin Faziletleri risalesini yazan ancak Mutasım’a takdim edemeyen El Cahiz, Mutasım’ın Türkleri yakından tanıdığını ve onlara ihsanda bulunup etrafına topladığını kaydetmiştir. Mutasım Billah döneminde Abbasi Devleti’ndeki nüfuzları çok artan Türk askerleri, Türk milletinin kitleler hâlinde İslam inancını benimsemelerinde öncü rol oynamışlardır. Memun’un döneminde Abbasi ordusunda önemli görevler üstlenen Türkler için Mutasım Billah, 836 yılında Bağdat’ın yaklaşık 100 km kuzeyinde Samarra şehrini kurdu ve oğlu Harun’u Bağdat’ta vali bırakarak Türk birlikleriyle beraber hilafet merkezini yeniden Merv’den Bağdat’a taşıdı. Böylece Abbasi tarihinde Samarra Devri başladı. Mutasım’ın desteklediği Türk komutanlar devlet yönetiminde etki ve güçlerini artırdılar. Bu komutanlar arasında Afşin, Eşnas El Türkî, İnak El Türkî ve Boğa El Kebir en meşhurları idi.
Zutları Bizans Sınırına Sürdü
O dönemde marka değeri en yüksek görev halifelik olduğundan sık sık halifelik iddiasıyla ortaya çıkan insanlara rastlamak olağan hâle geldiği için Hz. Ali soyundan gelen Muhammed b. Kasım b. Ömer El Hüseyni de 834 yılında Talikan’da ayaklandı. Horasan Valisi Abdullah b. Tahir tarafından yakalanan Muhammed b. Kasım, Bağdat’a gönderildi ve hapse atıldı. Halife Memun döneminde korsanlık yaparak deniz ticaretini güvensiz hâle getiren Hint asıllı Zutlar, Mutasım Billah döneminde de korsanlığa devam ettiler. Mutasım Billah, 5 bin kişilik bir birliği Zutları hizaya getirmekle görevlendirdi. Aylarca süren mücadele sonunda teslim alınan Zutlar, aileleriyle birlikte 14 Ocak 835’te Bağdat’a getirildiler. Daha sonra da Bizans sınırındaki bazı kalelere dağıtıldılar.
Hürremiye Hareketini Bitirdi
Abbasi Devleti’ni 22 yıl uğraştıran Hürremiye hareketinin lideri Babek’in isyanı, Mutasım Billah döneminde de devam etti. Hedonist bir ahlak anlayışını benimseyen ve İslam inancını benimsemiş gibi görünen Mazdekçilerin mensup oldukları mutluluk hareketi anlamına gelen Hürremiye inancı mensupları, Cibal, Hamedan ve İsfahan bölgelerinde de Babek İsyanı’na katıldılar. İsyancılar Hamedan yakınlarında 833 yılının Aralık ayında kılıçtan geçirildi. Hürremiye hareketine destek verenlerin isyanını bastırdıktan sonra, daha önce altı defa Memun’un ordularını yenen hareketin lideri Babek’in isyanını bastırmaya yoğunlaşan Mutasım Billah, 835 yılında Türk komutanı Afşin’i Cibal ve Azerbaycan bölgelerine vali tayin ederek isyanı bastırmakla görevlendirdi. Arkasından gönderdiği yardımcı kuvvetlerle Afşin’i destekledi. Babek’le iki yıl mücadele eden Afşin, Ağustos 838’de Deylem bölgesinde Babek’in karargâhı olan Bez Kalesi’ni kuşattı. Babek Bez Kalesi’nden kaçmayı başardıysa da bir süre sonra yakalandı ve Samarra’ya götürülerek 4 Ocak 838’de idam edildi. Abbasi kuvvetlerinin Babek İsyanı’yla meşgul olduğu dönemde, Bizans İmparatoru Theophilos 838 yılında Doğanşehir’e saldırarak katliam yaptı ve şehri tahrip etti. Ardından Malatya’yı kuşattı. Aynı günlerde Babek’i ele geçiren Afşin komutasındaki Abbasi kuvvetleri, büyük bir ordu ile 1 Nisan 838’de Samarra’dan bugünkü Afyonkarahisar’a bağlı Hisarköy yakınlarında bulunan Amorion’a hareket etti. Mutasım Billah da Tarsus’tan Anadolu’ya geçti. Afşin de ordusu ile Malatya tarafından hareket etti; iki ordu Ankara’da birleştikten sonra Amorion üzerine yürünecekti. İmparator Theophilos, Afşin’in kuvvetlerini Temmuz 838’de Kazova’da karşıladı. Yapılan savaşı kaybederek İstanbul’a döndü. Halife, Afşin ile Ankara’da buluşarak günümüzde sadece kalıntıları kalan Emirdağ’ın 12 kilometre doğusunda bulunan dönemin İstanbul’dan sonra en büyük şehri Amorion üzerine yürüdü ve 12 Ağustos 838’de burayı ele geçirdi. İslam tarihinde Ammuriye adıyla anılan şehrin ele geçirilmesi İslam dünyasında büyük coşkuyla karşılandı. Zira şehrin ele geçirilişiyle Bizans’ın, Çukurova’ya giden yolu kesilmiş oldu. Bu zafer dönemin İslam şairleri tarafından fetihlerin fethi olarak övüldü.
Etnik Çatışmalar Çıktı
Mutasım’ın Türkleri nüfuz sahibi yapması Arapları ve İranlıları harekete geçirdi. Saray hâkimiyetini yeniden ele geçirmek isteyen bazı Araplar ve İranlılar, Memun’un oğlu Abbas’ı halifelik makamına oturtmak için çalışmaya başladılar. Uceyf b. Anbese’nin etrafında toplanan muhalefet Anadolu seferi sırasında Mutasım’ın yanı sıra Afşin ve Eşnas gibi Türk komutanları öldürmek için bir plan yaptılar. Ancak başarılı olamadılar. Mutasım, Amorion’dan döndükten sonra planı ortaya çıkardı ve elebaşıları önce tutuklattı, daha sonra hapiste öldürttü. Aynı dönemde Taberistan valisi ve Kârinîlerin lideri Mâzyâr b. Kârin, Horasan Valisi Abdullah b. Tahir ile arası açılınca 839 yılında isyan etti. Abbasi ordusu isyanı bastırmaya gelince Kûhyâr ağabeyi Mâzyâr’ı yakalayarak orduya teslim etti. Mâzyâr, cezası infaz edilerek hayatını kaybederken Kûhyâr da ağabeyine ihanet etmesi nedeniyle Deylemli muhafızları tarafından öldürüldü. Böylece Taberistan’da Kârinîler Hanedanı son buldu ve bölge Abdullah b. Tahir’in yönetimine geçti. Mutasım Billah döneminde, görevden alınacağını anlayan Azerbaycan valisi ve Komutan Afşin’in kayınbiraderi Mengü Çûr de isyan etti. Halifenin bir diğer Türk komutanı Boğa El Kebir, Mengü Çûr’u yakalayarak Samarra’ya getirdi ve 840 yılında hapse attı. Öte yandan Afşin’in Mutasım nezdinde sahip olduğu itibar, bazı üst düzey devlet görevlilerinin kıskançlığına sebep oldu. Horasan Valisi Abdullah b. Tahir’in Mutasım’ı kışkırtması sonucu, Afşin de Mengü Çûr ile aynı yıl hapsedildi. Bir yıl hapiste kalan Afşin 841 yılının Haziran ayında vefat etti. Aynı yıllarda Ümeyyeoğulları’ndan olduğunu iddia eden Ebu Harb El Müberka adlı bir kişi Filistin’de isyan bayrağını açtı. İsyan, Recâ b. Eyyûb El Hıdârî komutasında gönderilen kuvvetler tarafından 842 yılında bastırıldı.
Samarra’da Vefat Etti
Mutasım Billah, Filistin’deki ayaklanma bastırılmadan üç ay önce yatağa düştü ve 5 Ocak 842 tarihinde Samarra’da vefat etti. Yerine Vasık Billah unvanıyla oğlu Harun halife oldu. Küçüklüğünde yeterli eğitim almamasına karşılık Mutasım Billah’ın iyi bir hatip olduğu nakledilmiştir. Araplarda şiire olan ilgi onda da vardı. Hazine giderlerinde sürekli tasarrufa gitmesi nedeniyle vefat ettiğinde zengin bir hazine bırakmıştır. Kütüphanesinde 10 bin kitap bulunduğu nakledilen Mutasım Billah döneminde, mutezile mezhebinin resmî mezhep olması kararı değiştirilmemiştir. Nitekim Halife Memun döneminde mutezile mezhebinin görüşlerini eleştirmesi nedeniyle hapsedilen Hanbeli mezhebinin kurucusu Ahmet b. Hanbel, Mutasım döneminde de hapiste tutulmuş, kâdılkudât denilen başkadı İbn Ebu Duad’ın tahrikiyle işkenceye tabi tutulmuş, ancak bir süre sonra serbest bırakılmıştır.
Kaynak: Abbasiler ve Abbasi Halifeleri, Hasan Yılmaz, Elips Kitap, Ocak 2017, Ankara.