Firavun

Kelime, Eski Mısır dilinde büyük ev anlamına gelen perao kelimesinden gelmektedir. Türkçesi firavun, Arapçası firavn, İngilizcesi ise pharaohdur. Kelimenin bir genel, bir de özel anlamı vardır. Genel anlamı, Mısırın krallık sarayının adı ve sarayda oturanlar şeklindedir. Yani firavun, Eski Mısırdaki yöneticilere verilen bir cins isimdir.

Firavun kelimesinin bir de özel anlamı vardır. Firavun denince, akla ilk gelen, Hz. Musanın mücadele ettiği Firavundur. Bu firavunun adı, Ebü’I-Abbas b. Veliddir. Ebü’I-Abbas b. Velidin Firavun olarak bilinmesinin sebebi, bu adamın, Kuran-ı Kerimde Hz. Musayla alakalı ayetlerde Firavun adıyla geçmesidir. Kuranda Hz. Yusuf dönemindeki firavundan ise rab ve melik şeklinde bahsedilmiştir. Hz. Yusuf zamanında yaşayan firavunun adı Reyyan bin Veliddir. Bu firavun Hz. Yusuf vasıtasıyla iman etmiştir. Ondan sonra yerine, Kabus b. Musab geçmiş ama iman etmemiştir. Kabus’un yerine ise, Hz. Musanın mücadele ettiği ve Firavun olarak bilinen Ebü’I-Abbas b. Velid geçmiştir.

Ebü’I-Abbas b. Velid bir gün rüyasında, Beytülmakdis’ten çıkan bir ateşin Mısırlıları ve evlerini yaktığını gördü. Tabircilerin bu rüyayı yorumlamaları üzerine, tahtı tehlikeye düşmesin diye, yeni doğan tüm erkek çocuklarının öldürülmesini ve kız çocuklarının sağ bırakılmasını emretti. Fakat Hz. Musanın annesi, oğlunu gizlice doğurdu ve bir sandığın içine koyarak Nil Nehrine bıraktı. O sırada da Firavunun karısı Asiye ve cariyeleri nehirde yıkanmaktaydı. Sandık bulundu. Firavunun karısı Asiye, çocuğun öldürülmemesini, belki hayırlara vesile olacağını söyleyince, Firavun bebeği öldürmekten vazgeçti ve Hz. Musa, Firavunun yanında büyümeye başladı.

Ebü’I-Abbas b. Velid, firavunlar içerisinde en zalim ve katı yürekli olanıydı. İsrailoğullarına baskı yapmaktaydı. Hz. Musaya inanmayan, kibirli, ilah olduğunu iddia eden, Hz. Musanın ilahına ulaşmak için kuleler yaptıran, halkını küçümseyen, zayıfları ezen bir kraldı. Allah’ın elçisini dinlememesi ve ona karşı gelmesi sebebiyle Firavun ve ailesi yıllarca kıtlıkla imtihan edildi; tufana yakalatıldı; çekirge, haşerat, kurbağa saldırılarına maruz bırakıldı; kendisinin ve kavminin yükselttiği yapılar yıkıldı.

Firavun, Hz. Musa ve İsrailoğullarının Mısırdan çıkmasına izin verdi, ama onları arkasından takip etti. Kızıldeniz, Hz. Musa ve İsrailoğullarının geçmesi için ikiye yarıldı. Firavun ve ordusu onları takip etti. Son İsrailli karaya ayak basınca, deniz kapandı ve Firavunla beraberindekiler boğuldu. Firavun boğulmak üzereyken iman etti ama imanı kabul edilmedi. Cesedi daha sonra gelenlere ibret olsun diye saklandı. Şu an British Museum’da olan bu cesedin en az 3000 yıllık olduğu tespit edilmiştir.

Firavunun Hz. Musa’yı evlatlık alan karısı Asiye ise iman etti.